sitem
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

sitem

sitem
 
Latest imagesAnasayfaGiriş yapKayıt Ol

 

 mefkud (kayip) - safii

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




mefkud (kayip) - safii Empty
MesajKonu: mefkud (kayip) - safii   mefkud (kayip) - safii I_icon_minitime25.08.08 6:16

MEFKUD
(KAYIP)





Mefkud'un Tarifi





Lugatta mefkud 'kayıp, yok olan'
demektir. Mefkud'un ıstılah! mânâsı ise 'kaybolmuş,
ölü veya diri olduğu bilinmeyen kayıp kimse' demektir.


:
Mefkud (Kayıp Kişi) ile İlgili Hükümler






Kaybolan kişi ile ilgili hükümler bağlı olduğu şeylere
göre değişir:

a. Kaybolan
kişinin karısına nisbetle
hükümleri

b. Kaybolan kişinin malına nisbeüe hükümleri

c. Kaybolan
kişinin mirasçı olma durumuna göre hükümleri

a. Kaybolan
kişinin öldüğü kesin olarak bilinmedikçe, hanımı başka­sıyla evlenemez. Çünkü
aslolan kaybolan kişinin hayatta olmasıdır. Öldüğü
kesin olarak bilinirse, karısı başkasıyla evlenebilir.

İmam Şafii, Hz. Ali'den şöyle
rivayet etmiştir: 'Kaybolan bir kimsenin hanımı belâya maruz kalmıştır,
sabretsin. Onun ölüm haberi gelinceye kadar evlenmesin',

Hz, Ali'nin, bu sözü kendiliğinden söylemesi düşünülemez.
Hz. Ali bu sözü mutlaka Hz.
Peygamber'den işitmiş olmalıdır.

b. Kaybolan
kişinin -kaybolmadan önceki ve kaybolduktan sonra çoğalan- malları, ölümü
kesinleşmeden önce taksim edilemez.

Ancak kaybolması üzerinden uzun bir zaman geçer de zann-ı galibe göre o adamın vefat ettiği düşünülürse ve kadı
hükmen öldüğüne karar verirse malları taksim edilebilir. Bundan önce onun
malında tasarruf et­mek sahih olmaz. Zira aslolan onun
hayatta olmasıdır. Bu bakımdan an­cak öldüğü kesin olarak belli olduktan sonra
veya kadı hükmen onun öl­düğüne karar verdikten sonra malı mirasçılara taksim
edilir. Onun akrabalarından olup da
kadı'nın hükmünden önce ölenler -velev ki bir iki dakika önce ölmüş olsunlar-
miras alamazlar. Çünkü kaybolan kişinin onlardan daha sonra ölmüş olma ihtimali
vardır.

c. Kaybolan
kişinin mirasçı olması, yani kaybolduğu devrede ölen yakınlarından kendisine
kalan miras meselesi.


Kaybolan Kişinin
Mirasçı Olma Durumu






1. Kaybolan
mirasçının hayatta olup olmaması miras hususunda bir değişiklik yapmıyorsa,
sanki kaybolmamış gibi miras paylaştırılır.

Meselâ ölen kişinin geride hanımı, babası, oğlu ve
kaybolan kardeşi kalırsa, miras taksim edilir. Çünkü kaybolan kişi baba ve oğlu
ile hacbedilir. Onun hayatta olup olmamasının
mirasçılara bir etkisi olmaz. Bu bakımdan zevce terekenin 1/8'ini, baba 1/6'ini,
oğul da asabe olarak geriye kalanın tamamını
alır.

Yine bir kişi ölür de geride karısını, oğlunu ve bir de
kaybolan oğ­lunu bırakırsa, zevce yine 1/8 alır, çünkü bir çocuk olduğunda diğer
ço­cuğun kaybolması ve hayatta olup olmadığının bilinmemesi, zevcenin hissesini
değiştirmez. Anneden geriye kalanın yarısını da oğul alır, diğer yarı ise
kaybolan oğul için bekletilir.

2.
Mirasçılardan biri kaybolmuşsa, diğeri miras alamaz.

Meselâ ölen kişi geride amcasını ve bir de kaybolan
oğlunu bırak-mışsa, amca miras alamaz. Çünkü kaybolan
oğulun hayatta olma ihtimali vardır. Eğer hayatta ise,
amcayı hacbeder (mirastan mahrum eder). Bu durumda
kaybolan kişinin ölüp ölmediği anlaşıhncaya kadar
miras bekle­tilir.

Ölen kişi geride iki kızını, oğlunun kızını, bir de
oğlunun kaybolan oğlunu bırakırsa, oğiunun kızına
birşey verilmez. Çünkü kaybolan çocu­ğun ölü olma
ihtimali vardır. Bu durumda iki kız, oğulun kızını
hacbeder (mirastan mahrum eder) ve malın 2/3'sini
alırlar. Geriye kalan 1/3 ise kaybolan
kişinin ölüp ölmediği kesinleşinceye kadar bekletilir,

3- Kaybolan
kişinin ölmüş olması veya hayatta bulunması mirasçıların bazılarının hisselerini
değiştiriyorsa, ihtiyatla amel etmek için onların paylarının en azı
verilir.

Meselâ ölen kişinin geride annesi, hazırda bir kardeşi
ve bir de kay­bolmuş kardeşi varsa, anne 1/6 alır. Çünkü kaybolan kardeşin
hayatta olma ihtimali vardır.
Terekenin 6 pay olduğunu
farzedersek
anne, ihtiyatla amel etmek için 1 pay alır. Çünkü onun payının en azı
1/6'dir. Hazırda olan kardeş.2 pay alır, bu da onun payının en azıdır. Geriye
kalan 3 pay, kaybolan kardeşin durumu açığa çıkıncaya kadar bekletilir. Kaybolan
kardeşin öldüğü anlaşılırsa, bekletilen 3 payın l'ini
anne, diğer ikisini de hazırda olan kardeş alır. Kaybolan kişinin hayatta olduğu anlaşılırsa,
bekletilen o 3 paydan hisse alamaz, bekletilen o 3 payın ikibuçuğunu kaybolan kardeş, geriye kalanı da hazırda oîan kardeş alır. Haml'in (Doğacak
Olan Çocuğun) Mirası

Ölen kişinin mirasçılarından biri hamile ise, doğacak
çocuğun da dikkate alınması gerekir. Onun terekedeki payı ölü veya diri olarak
do­ğuncaya kadar bekletilir. Doğacak çocuk veya çocukların ölü, diri, kız veya
erkek olması durumuna göre mirasçıların paylarının en azı verilir. Geriye kalan
mal ise çocuk doğuncaya kadar bekletilir.

Meselâ ölen kişinin geride kalan hamile karısı, hamile
olmasaydı veya çocuk ölü olarak doğsaydı terekenin 1/4'ini alırdı. Çocuk diri
olarak doğarsa, -ister erkek, ister kız, ister bir tane, ister birkaç tane
olsun- kadm 1/8 alır. Bu bakımdan hamile kadına çocuk
doğmadan önce payının en azı olan 1/8 verilir. Geriye kalanı çocuk doğuncaya
kadar bekletilir. Doğan çocuk erkek olursa, geriye kalan malı asabe sıfatıyla alır. Doğan çocuk kız olursa, geriye kalan
malın yarısını-alır. Diğer yarı'ise Beyt'ul-Mal muntazam değilse (idareciler müsîümanların maslahatını gözetmiyor­larsa, malları
gerektiği yere sarfctmiyorlarsa) kadına verilir. Beyt'ul-Mal muntazam ise doğan kızdan geriye kalan mal Beyt'ul-MaPa verilir. Doğan
çocuklar ikiz olur da biri erkek diğeri kız olursa, geriye kalan mal erkek
çocuğa 1, kız çocuğu 1 pay verilmek suretiyle paylaştırılır. Bütün bu
du­rumlarda kadının hissesi değişmez. Zira kadın bu durumların tümünde 1/8 hisse
alır. Eğer çocuk ölü olarak doğarsa veya doğduktan -sonra ya­şamayacağı belli
olursa, kadına 1/4 verilir. Geriye kalan mal ise beyt'ul-mal muntazam değilse, ölen kişinin uzak akrabalarına
verilir.

ölen kişinin geride hamile karısı, babası ve annesi
kalırsa, doğacak çocukların ikiz ve üçüz kız olması onların hisselerinin fazla
aviedilme-sine (inceltilmesine) sebep olur. Bu durumda
kadına, avh olarak 1/8 veri­lir ki bu, 27 paydan 3 pay
demektir. Babaya avl yapılmış olarak 1/6 veri­lir, bu
da 4 pay demektir. Anneye de baba gibi verilir. Geriye kalan 16 pay, çocuk veya
çocukların doğumuna kadar bekletilir


Birbirlerine Mirasçı
Olan Kişilerin Birlikte
Boğulması veya Benzer Şekilde
Ölmeleri Halindeki Miras
Durumları






Birbirlerine mirasçı olan iki veya daha fazia kişinin hangisinin daha önce öldüğü belli olmayacak
şekilde ölmeleri (meselâ suda boğulmaları, yıkılan bir binanın altında
kalmaları, bir yangında ölmeleri veya bir sa­vaşta öldürülmeleri) halinde, bu
kişiler birbirlerinin mirasçıları olamazlar, onlar yabancı gibi kabul edilerek
miras diğerleri arasında taksim edilir. Çünkü mirasçı olmanın şartı, varisin
miras bırakan kişiden sonra öldüğü­nün kesin olarak bilinmesidir. Yukarıda
saydığımız şekillerde ölen kişi­lerde ise bu şart mevcut
değildir.

Meselâ ana-bababir olan iki
kardeş boğulmak veya enkaz altında dalmak suretiyle ölürlerse hangisinin daha
önce öldüğü belli
olmaz.

Kardeşlerden biri geride hanımını, kızını ve amcasını
bırakırsa, diğeri de iki kızını ve amcasını bırakırsa, kardeşler birbirlerine
mirasçı olamazlar. Her iki kardeşin mirası da diğer mirasçıları arasında
paylaştırılır. Birinci kardeşin mirasının 1/S'i
hanımına, yarısı kızına, geriye kalan da amcasına verilir. İkinci kardeşin
mirasının 2/3'si iki kızına, 1/3'i annesine verilir. Bu hüküm, hangisinin daha
önce öldüğü bilinen veya aynı anda öldüğü bilinen kişiler hakkındadır.
Mirasçılardan hangisinin daha önce öldüğü bilinir de sonra unuluiursa, miras hangisinin Önce öldüğü hatırlanıncaya
kadar bekletilir -çünkü bu hatırlanması mümkün olan birşeydir- veya .tereke, mirasçılar birbirleriyle
anlaşıncaya kadar bekletilir.


Veled-i Zina'nın
Mirası






Âlimler, veled-i zina'nın
(zina mahsulü olarak doğan çocuğun) ne­sebinin annesinden ötürü kesin olarak
sabit olduğunu, zâni olan babasından ötürü ise
kesinlik arzetmediğini, ayrıca şeriatın zinayı meşru
bir yol olarak kabui etmediğini, bu bakımdan veled-i zina ile zârii olan babası
arasında ve babasının akrabaları arasında mirasçılık olmayacağını
söylemişlerdir. Fakat âlimlerin çoğuna göre veled-i
zina ile annesi ve annesinin akrabaları arasında mirasçılık olabilir. Veled-i zina, annesinden ve akrabalarından miras alabilir,
çünkü onun annesi tarafından olan nesebi kesin olarak bellidir. Annelik sıfatı
gayr-ı meşru da olsa çocuğun annenin bir parçası olduğunun delilidir, bu da anne
ile gayr-ı meşru çocuğunun arasında mirasçılığın geçerli olmasını
gerektirir.


Lian Yapıldıktan
Sonra Doğan Çocuğun
Mirası






Kocanın, hanımından doğan veya doğacak olan çocuğun
babası ol­duğunu reddederek dört defa 'Allah'ı şahit tutarım ki karıma isnad ettiğim zina hususunda doğru söylüyorum, doğan veya
doğacak olan bu çocuk benden değildir, zina mahsulüdür' dedikten sonra
beşincisinde 'Eğer ka­nma zina İsnad etme hususunda ve
çocuğun babası olmadığım husu­sunda yalan söylüyorsam Allah'ın laneti üzerime
olsun' diyerek lian yapmasının meşruiyetinin delili şu
ayettir:

Eşlerine zina isnad etlikleri
halde kendilerinden başka şahitleri olma­yan kimselerden herbirinin (makbul olacak) şahitliği, Aüah adına dört defa yemin ederek kendisinin doğru
söyleyenlerden olduğuna şahitlik etmektir. Beşinci yemini, eğer yalan
söyleyenlerdense, Al­lah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını diîemesidir.

(Nûr/6-7)

Lian yapıldıktan sonra, çocuğun nesebî babasından ayrılır ve
veied-i zina'da olduğu gibi aralarında mirasçılık
olmaz, fakat çocuk, annesine ve annesinin akrabalarına mirasçı
olabilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
mefkud (kayip) - safii
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» lakit - safii
» levh - safii
» ikale - safii
» sarf - safii

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
sitem :: İslamiyet :: İslami Bilgiler :: Mezhepler-
Buraya geçin: