sitem
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

sitem

sitem
 
Latest imagesAnasayfaGiriş yapKayıt Ol

 

 Kur'anın verdiği gaybı haberler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Kur'anın verdiği gaybı haberler Empty
MesajKonu: Kur'anın verdiği gaybı haberler   Kur'anın verdiği gaybı haberler I_icon_minitime18.07.09 5:06

Lem’alar: (7. Lema )

Şu âhir-i Feth'in işaret-i gaybiyesini te'yid eden, hem Fatiha-i Şerîfe'deki sırat-ı müstakim ehli ve صِرَاطَ الّذِينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْÂyetindeki murad kimler olduğunu beyan eden, hem ebed-ül âbâdın pek uzun yolunda en nuranî, ünsiyetli, kesretli, cazibedar bir kafile-i rüfekayı gösteren ve ehl-i îman ve ashâb-ı şuuru şiddetle o kafileye tebaiyyet noktasında iltihak ve refakata mu'cizane sevkeden şu Âyet فَاُولئِكَ مَعَ الَّذِينَ اَنْعَمَ اللّهُ عَلَيْهِمْ مِنَالنَّبِيِّينَ وَ الصِّدِّيقِينَ وَ الشُّهَدَاءِ وَ الصَّالِحِينَ وَ حَسُنَ اُولئِكَ رَفِيقًاyine âhir-i Feth'in âhirki Âyeti gibi İlm-i Belâgat'ta "maarîz-ul kelâm" ve "müstetbeât-üt terâkib" tâbir edilen mânâ-yı maksuddan başka işarî ve remzî mânâlarla hülefa-i erbaa ve beşinci halife olan Hazret-i Hasan'a (R.A.) işaret ediyor. Gaybî umûrdan birkaç cihette haber veriyor. Şöyle ki:
Nasılki şu âyet, mânâ-yı sarîhi ile nev-i beşerde niam-ı âliye-i İlahiyyeye mazhar olan ehl-i sırat-ı müstakim olan kafile-i Enbiya ve taife-i sıddıkîn ve cemaat-ı şüheda ve envâ-ı sâlihîn ve sınıf-ı tâbiîn; "muhsinîn" olduğunu ifade ettiği gibi, âlem-i İslâmda dahi o taifelerin en ekmeli ve en efdali bulunduğunu ve Nebiyy-i Âhirzaman'ın sırr-ı veraset-i Nübüvvetten teselsül eden taife-i verese-i Enbiya ve Sıddîk-ı Ekber'in maden-i sıddîkiyetinden teselsül eden kafile-i Sıddıkîn ve hülefa-yı selâsenin şEhadet mertebesiyle merbut bulunan kafile-i şüheda, وَ الّذِينَآمَنُوا وَ عَمِلُوا الصّالِحَاتِsırrıyla bağlanan cemaat-ı sâlihîn ve قُلْ اِنْ كُنْتُمْ ُتحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُونِى يُحْبِبْكُمُ اللّهُsırrını imtisal eden ve Sahabelerin ve Hülefa-yı Raşidîn'in refakatinde giden esnaf-ı tâbiîni ihbar-ı gaybî nev'inden gösterdiği gibi, وَالصِّدِّيقِينَ kelimesiyle mânâ-yı işarî cihetinde Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'dan sonra makamına geçecek ve halifesi olacak ve ümmetçe "Sıddık" ünvanıyla şöhret bulacak ve Sıddîkîn kafilesinin reisi olacak Hazret-i Ebu Bekir-is Sıddîk'ı ihbar ediyor. وَالشُّهَدَاءِ kelimesiyle Hülefa-yı Raşidîn'den üçünün şEhadetini haber veriyor ve Sıddık'tan sonra üç şehid, halife olacaklar. Çünki "şüheda" cem'dir. Cem'in ekalli üçtür. Demek Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali (Radıyallahü Anhüm) Sıddık'tan sonra riyaset-i İslâmiyete geçecekler ve şehid olacaklar. Aynı haber-i gaybî vukubulmuştur. Hem وَالصَّالِحِينَ kaydıyla Ehl-i Suffe gibi taat ve ibadette Tevrat'ın senasına mazhar olmuş ehl-i salahat ve takva ve ibadet, istikbalde kesretle bulunacağını ihbar etmekle beraber,

وَ حَسُنَ اُولئِكَرَفِيقًاcümlesi; Sahabeye, ilim ve amelde refakat ve tebaiyet eden Tâbiînlerin tebaiyetini tahsin etmekle, ebed yolunda o dört kafilenin refakatlarını hasen ve güzel göstermekle beraber; Hazret-i Hasan'ın (R.A.) birkaç ay gibi kısacık müddet-i hilâfeti, çendan az idi. Fakat اِنَّ الْخِلاَفَةَ بَعْدِى ثَلاَثُونَ سَنَةًhükmüyle ve o ihbar-ı gaybiye-i Nebeviyenin tasdiki ile ve

اِنَّ ابْنِى حَسَنٌ هذَاسَيِّدٌ سَيُصْلِحُ اللّهُ بِهِ بَيْنَ فِئَتَيْنِ عَظِيمَتَيْنِHadîsindeki mu'cizane ihbar-ı gaybi-yi Nebevîyi tasdik eden; ve iki büyük ordu, iki cemaat-ı azîme-i İslâmiyenin Musâlâhasını temin eden ve nizaı ortalarından kaldıran Hazret-i Hasan'ın (R.A.) kısacık müddet-i hilâfetini ehemmiyetli gösterip, hülefa-i erbaaya bir beşinci halife göstermek için, ihbar-ı gaybî nev'inden mânâ-yı işarîsiyle ve

وَ حَسُنَ اُولئِكَ رَفِيقًا kelimesinde beşinci halifenin ismine İlm-i Belâgat'ta "müstetbeat-üt terakib" tabîr edilen bir sır ile işaret ediyor.

İşte mezkûr işarî ihbarlar gibi daha çok sırlar var. Sadedimize gelmediği için şimdilik kapı açılmadı. Kur'an-ı Hakîm'in çok âyâtı var ki, herbir âyet çok vecihlerle ihbar-ı gaybî nev'indendir. Bu nev'i ihbarat-ı gaybiye-i Kur'aniye binlerdir.
رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا اِنْ نَسِينَا اَوْ اَخْطَاْنَا

سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَا اِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ

--------------------------------------------------------------------------------

(*) Kardeşlerim her ikisini faydalı bulmasından, iki izahı beraber kaydetmişler; yoksa biri kâfi idi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Kur'anın verdiği gaybı haberler Empty
MesajKonu: Geri: Kur'anın verdiği gaybı haberler   Kur'anın verdiği gaybı haberler I_icon_minitime18.07.09 5:06

Sözler: (25. Söz 3. Şua Birinci Cilve)

ÜÇÜNCÜ ŞUA: Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyân'ın ihbarat-ı gaybiyesi ve her asırda şebabiyetini muhafaza etmesi ve her tabaka insana muvafık gelmesiyle hâsıl olan icâzdır. Şu Şua'ın Üç Cilvesi var.
Birinci Cilve: İhbârât-ı gaybiyesidir. Şu cilvenin Üç Şavkı var.Birinci Şavk: Mâziye ait ihbârât-ı gaybiyesidir. Evet, Kur'an-ı Hakîm bil'ittifak ümmî ve emin bir Zâtın lisanıyla zaman-ı Âdem'den tâ Asr-ı Saadete kadar, enbiyaların mühim hâlâtını ve ehemmiyetli vukuatını öyle bir tarzda zikrediyor ki, Tevrat ve İncil gibi kitabların tasdiki altında gâyet kuvvet ve ciddiyetle ihbar ediyor. Kütüb-ü Sâlifenin ittifak ettikleri noktalarda muvafakat etmiştir. İhtilaf ettikleri bahislerde, Mûsahhihane hakikat-ı vakıayı faslediyor. Demek Kur'anın nazar-ı gayb-bînisi, o Kütüb-ü Sâlifenin umumunun fevkınde ahvâl-i mâziyeyi görüyor ki, ittifakî mes'elelerde Mûsaddıkane onları tezkiye ediyor. İhtilafî mes'elelerde Mûsahhihane onlara faysal oluyor. Halbuki Kur'anın vukuat ve ahvâl-i mâziyeye dair ihbårâtı aklî bir iş değil ki, akıl ile ihbar edilsin. Belki, semâa mütevakkıf nakildir. Nakil ise, kıraat ve kitabet ehline mahsustur. Dost ve düşmanın ittifakıyla kıraatsız, kitabetsiz, emanetle maruf, ümmî lâkabıyla mevsuf bir Zâta nüzul ediyor. Hem o ahvâl-i mâziyeyi öyle bir Sûrette ihbar eder ki, bütün o ahvâli görür gibi bahseder. Çünki uzun bir hâdisenin ukde-i hayatiyesini ve ruhunu alır. Maksadına mukaddeme yapar. Demek Kur'andaki fezlekeler, hülâsalar gösteriyor ki, bu hülâsa ve fezlekeyi gösteren, bütün mâziyi bütün ahvâli ile görüyor. Zira bir zâtın bir fende veya bir san'atta mütehassıs olduğu; hülâsalı bir sözle, fezlekeli bir san'atçıkla, o şahısların meharet ve melekelerini gösterdiği gibi, Kur'anda zikrolunan vukuatın hülâsaları ve ruhları gösteriyor ki, onları söyleyen, bütün vukuatı ihâta etmiş, görüyor, (tâbir caiz ise) bir meharet-i fevkalâde ile ihbar ediyor.

İkinci Şavk: İstikbale ait ihbarat-ı gaybiyesidir. Şu kısım ihbaratın çok enva'ı var. Birinci kısım, hususîdir. Bir kısım ehl-i keşif ve velâyete mahsustur. Meselâ: Muhyiddin-i Arabî الم غُلِبَتِ الرُّومُSûresi'nde pekçok ihbarat-ı gaybiyeyi bulmuştur. İmam-ı Rabbanî, Sûrelerin başındaki mukattaat-ı huruf ile çok muamelât-ı gaybiyenin işaretlerini ve ihbaratını görmüştür ve hâkezâ.. ülemâ-yı bâtın için Kur'an, baştan başa ihbarat-ı gaybiye nev'indendir. Biz ise, umuma ait olacak bir kısmına işaret edeceğiz. Bunun da pekçok tabakatı var. Yalnız bir tabakadan bahsedeceğiz. İşte Kur'an-ı Hakîm, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a der: (Haşiye)[

فَاصْبِرْ اِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ لَتَدْخُلُنَّ اْلمَسْجِدَ اْلحَرَامَ اِنْ شَاءَ اللَّهُ آمِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُؤُسَكُمْ وَ مُقَصِّرِينَ لاَ تَخَافُونَ هُوَ الَّذِى اَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ اْلحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَهُمْ مِنْ بَعْدِ غَلَبِهِمْ سَيَغْلِبُونَ فِى بِضْعِ سِنِينَ لِلَّهِ اْلاَمْرُ فَسَتُبْصِرُ وَيُبْصِرُونَ بِاَيِّكُمُ الْمَفْتُونُ اَمْ يَقُولُونَ شَاعِرٌ نَتَرَبَّصُ بِهِ رَيْبَ اْلمَنُونِ قُلْ تَرَبَّصُوا فَاِنِّى مَعَكُمْ مِنَ الْمُتَرَبِّصِينَ وَاللَّهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِ فَاِنْ لَمْ تَفْعَلُوا وَ لَنْ تَفْعَلُوا وَ لَنْ يَتَمَنَّوْنَهُ اَبَدًا سَنُرِيهِمْ آيَاتِنَا فِى اْلآفَاقِ وَفِى اَنْفُسِهِمْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَهُمْ اَنَّهُ اْلحَقُّ قُلْ لَئِنِ اجْتَمَعَتِ اْلاِنْسُ وَاْلجِنُّ عَلَى اَنْ يَاْتُوا ِبمِثْلِ هذَا اْلقُرْآنِ لاَ يَاْتُونَ ِبمِثْلِهِ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَهِيرًا يَا اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَسَوْفَ يَاْتِى اللَّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ اَذِلَّةٍ عَلَى اْلمُؤْمِنِينَ اَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَلاَ يَخَافُونَ لَوْمَةَ لاَئِمٍ وَقُلِ اْلحَمْدُ لِلَّهِ سَيُرِيكُمْ آيَاتِهِ فَتَعْرِفُونَهَا قُلْ هُوَ الرَّحْمنُ آمَنَّا بِهِ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِى ضَلاَلٍ مُبِينٍ وَعَدَ اللَّهُ الّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّاِلحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِى اْلاَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِى ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ اَمْنًا
gibi çok âyâtın ifade ettiği ihbarat-ı gaybiyedir ki, aynen doğru olarak çıkmıştır. İşte pekçok itirazat ve tenkidata maruz ve en küçük bir hatâsından dolayı dâvasını kaybedecek bir Zâtın lisanından böyle tereddüdsüz, Kemâl-i ciddiyet ve emniyetle ve kuvvetli bir vüsuku ihsas eden bir tarzda böyle ihbarat-ı gaybiye, kat'iyen gösterir ki; o Zât, Üstad-ı Ezelî'sinden ders alıyor, sonra söylüyor.
Üçüncü Şavk: Hakaik-i İlahiyeye ve hakaik-i kevniyeye ve umûr-u uhreviyeye dair ihbarat-ı gaybiyesidir. Evet Kur'anın hakaik-i İlahiyeye dair Beyânâtı ve tılsım-ı kâinatı fethedip ve hilkat-i âlemin muammasını açan Beyânât-ı kevniyesi, ihbarat-ı gaybiyenin en mühimmidir. Çünki o hakaik-i gaybiyeyi hadsiz dalâlet yolları içinde istikametle onları gidip bulmak, akl-ı beşerin kârı değildir ve olamaz. Beşerin en dâhî hüKemâları o mesâilin en küçüğüne akıllarıyle yetişmediği mâlûmdur. Hem Kur'an, gösterdiği o hakaik-i İlahiye ve o hakaik-i kevniyeyi Beyândan sonra ve safa-yı kalb ve tezkiye-i nefisten sonra ve ruhun terakkiyatından ve aklın tekemmülünden sonra beşerin ukûlü Sadakte deyip o hakaikı kabûl eder. Kur'ana Bârekâllah der. Bu kısmın, kısmen Onbirinci Söz'de izah ve isbatı geçmiştir. Tekrara hacet kalmamıştır. Amma ahvâl-i uhreviye ve berzahiye ise, çendan akl-ı beşer kendi başıyla yetişemiyor, göremiyor. Fakat, Kur'anın gösterdiği yollar ile onları görmek derecesinde isbat ediyor. Onuncu Söz'de, Kur'anın şu ihbarat-ı gaybiyesi ne derece doğru ve hak olduğu izah ve isbat edilmiştir. Ona müracaat et.

---------------------------------------------------------------------------

(Haşiye): Bu gaybdan haber veren âyetler, pekçok tefsirlerde izah edilmesinden ve eski harfle tab'etmek niyeti müellifine verdiği acelelik hatâsından burada izahsız ve o kıymetdar hazineler kapalı kaldılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kur'anın verdiği gaybı haberler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kuran'In Gelecekle Ilgili Haberler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
sitem :: İslamiyet :: İslami Bilgiler :: Risale-
Buraya geçin: