Soru:
--Namaz kılan insan neyi düşünmeli?
--Namaz kılarken insan Kâbe´yi düşünecek karşısında...
Evliyâullahtan bir zât diyor ki: "Namaza durduğum zaman abdesti güzel
alıyorum bir kere... Kâbe´yi karşımda düşünüyorum. Ayağımın altında
sıratı düşünüyorum, kayarsam cehenneme gideceğimi düşünüyorum. Arkamda
Azrâil´in beklediğini düşünürüm. Kıldığım namazın son namaz olduğunu,
bundan sonra bir daha namaz kılamayacağımı düşünürüm. Korku ile,
zârilik ile namaz kılarım." diyor. Namazı böyle kılmağa çalışmak
lâzım!..
4. Soru:
--Bir insan ibadetten feyz alamıyorsa, bunun sebebi nedir, ne yapması gerekir?
--Feyz alamamak, insanın kazancında haram olmasından olabilir.
Kazancında haramlık varsa, ibadetten feyz almamağa başlar, zikirden
feyz almamağa başlar. Soğur, gittikçe yanlış yollara sapar. Onun için,
lokmanın helâl olmasına çok dikkat etmek lâzım!..
Bunun dışında, abdesti sağlam olmadığı zaman feyz almaz. Abdesti
eksik almışsa veya yüznumaraya giriyorlar... Hani, İslam´da ayıp
yoktur, söylemek lâzım! Küçük abdest yapmanın, büyük abdest yapmanın
İslam´a göre ölçüsü vardır. Müslüman deve gibi ayakta küçük abdest
yapmaz!.. Salıvermez, şaldır şuldur etrafa sıçratmaz. Kabir azabına
uğrar sonra... Dikkat edecek, çömelecek, korunacak, sakınacak...
İstibrâ edecek, arkası kalmayacak idrarın... Güzelce temizlenecek.
Bunları yapmadan, bakıyorsun adam yüznumaraya giriyor; şar şar ses
duyuyorsun. Dışarıya çıkıyor, şadırvandan abdest alıyor, camiye
geliyor. Donu ıslak... Her adım attıkça bir damla çıkıyor dışarıya... O
zaman, o namazdan feyz alamaz ki!.. Abdest yok ki, namazdan feyz alsın.
Onun için bir camide gördüm, şadırvana yazmışlar: "Birçok kimseler
namazın burdan başladığının farkında değildir." diye... Aferin, çok
güzel yazmışlar. Namaz nerden başlıyor? Güzel abdest almaktan... Şaldır
şuldur abdest alıyor; kollarını tam yıkamıyor, yüzünü tam yıkamıyor,
sakalına tam gitmiyor, ayaklarını tam yıkamıyor... Geliyor, "Feyz
alamıyorum!" diyor. Bundan oluyor. Yâni, abdestteki kusurlarından
oluyor.
Bazen de insanların kötü alışkanlıkları oluyor; gıybet ediyor, dedi
kodu ediyor, günahlar işliyor... Bunlar da insanın feyzini kaçırıyor,
ağzının tadı kalmıyor. ALLAH´ın rızâsına uygun, takvâya uygun bir iş
yaptı mı; ALLAH ibadetin tadını verir gönlüne... Bir neşe gelir, bir
zevk gelir, bir şevk gelir... Günahlı bir şey yaptığı zaman da,
ibadetten tad almamağa başlar.
Demek ki, ibadetten tad almanın şartı, günahlardan sakınmaktır.
Haramdan dilini korumaktır, gönlünü korumaktır, elini korumaktır.
Midesini haram lokma yemekten korumaktır... Güzelce abdest almaktır.
Takvâlı olmaktır.
Binâen aleyh, dönüp dolaşıp her şey takvâya bağlanıyor. Takvâlı olursa bir insan, feyiz de alır.
M.Esad Coşan hoca