Sual: Şâfiîlere göre namazda imam arkasında Fatiha okumak farz, Hanefîlere göre harama yakın mekruhtur. Şâfiîlere göre çıplak ayakla namaz kılmak sünnet, Hanefîlere göre ayakları örtülü kılmak sünnettir. Hanefî’de kanın çıkması abdesti bozuyor, Şâfiî’de bozmuyor. Kadına dokunmak Hanefî’de abdesti bozmazken, Şâfiî’de bozuyor. Bunlar gibi, birinin ak dediğine, ötekinin kara dediği çok mesele vardır. Allah’ımız bir, dinimiz bir, peygamberimiz bir değil mi? Niye böyle farklı hükümler oluyor?
CEVAP
Peygamber efendimiz, böyle farklı ictihadların rahmet olduğunu bildirmiştir. Bizzat kendisi de, rahmete sebep olmak için, böyle farklı uygulamalarda bulunmuş ve farklı hükümler bildirmiştir. Mesela çıplak ayakla namaz kıldığı gibi, mestle ve nalın denilen pabuçla da kılmıştır. Müctehid mezhep imamları, bu delillere dayanarak ictihadlarını bildirmişlerdir.
Fetava-i Hüccet’te, (Kişinin nalın denilen pabuçla namaz kılması, Yahudilere muhalefet bulunduğu için, yalın ayakla kılmasından kat kat efdaldir) deniyor. (Halebi)
İbni Abidin namazın mekruhları sonunda buyuruyor ki:
Namazı, nalın veya mestle kılmak, çıplak ayakla kılmaktan efdaldir. Böylece, Yahudilere uyulmamış olur. Hadis-i şerifte, (Yahudilere benzememek için namazları, nalınla kılınız) buyuruldu. (Redd-ül muhtar)
Hanefîlerin ayakları örtülü olarak, Şafiîlerin de ayakları açık olarak kılmaları Sünnet’e uygun olur. Herkes, kendi mezhebinin hükmüyle amel ederse rıza-i ilahiye kavuşulmuş olur. Bir ihtiyaç yokken, başka bir mezhebin hükmüyle amel etmek mezhepsizlik olur.