sitem sitem |
|
| kadir gecesi ile ilgili... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: kadir gecesi ile ilgili... 15.09.09 4:11 | |
| Cenâb-i Hakk engin rahmet deryasindan sizan katreleri her an ve her saniye kullarina sunar. Bilhassa mübarek aylarda, leyle-i Berat, leyle-i Mirac gibi mübarek gecelerde veya mübarek saatlerde Cevad-i Mutlak olan Allah'in rahmeti bütün alemleri kapsar. Bu vakitler fani dünyada ve kisa bir hayatta baki bir ömür ve uzun bir hayat-i bakiyeyi tazammun eder, kazandirir. Iste bu mübarek zamanlardan biri de Ramazan-i Serifteki Kadir Gecesi'dir.
Sözlükte "kadir" kelimesi "hüküm, seref, güç, yücelik" gibi anlamlara gelir. Dini literatürde ise insanligin hidayetinde bir dönüm noktasi teskil eden, Yüce Allah tarafindan Resul-i Ekrem vasitasiyla besere Kur'an'in indirildigi gecedir.
Yüce Allah'in, Peygamberi vasitasiyla son hitabi ve nihai mesaji olan Kur'an'in indirildigi gece olan Kadir Gecesi, mü'minler için pek çok manalari ihtiva etmektedir. Cevad-i Mutlak olan Allah tarafindan bu gecede verilen nimetler ve müjdelenen faziletler Kur'an'da zikredilmektedir. Kur'an'in bu gecede indirilmis olmasi, geceyi hakkiyla ifa edenin bin aydan fazla ibadet sevabi almasi, yeryüzüne o gecede meleklerin inmesi, sabaha kadar oluk oluk rahmet yagmasi, yeryüzünün seyyiattan korunmus olmasi ve yeryüzünde baris ve esenligin hakim olmasi Kur'an'da zikredilen, o geceye has özelliklerdendir.
Kadîr Suresinde, "Süphe yok ki, biz Kur'an'i Kâdir gecesinde indirdik" buyurulmus olmasi, bize Kur'an'in Kadir Gecesinde indirildigini göstermektedir. Ancak bu gecede Kur'an bir bütün olarak Levh-i Mahfuz'dan alinarak dünya semasindaki "Beytü'l-Izze" denilen makama indirilmis, daha sonra Cebrail (a.s) onu peyderpey yirmi üç yilda Hz. Peygamber'e ulastirmistir. Bu gecenin mübarek kilinmasinin hakikatte sebebi Kur'an'in bu gecede indirilmis olmasidir. Hadislere bakildiginda, ümmete bu gecenin ihsanina dair birkaç vakianin varoldugunu görmekteyiz. Bunlardan birinde; Resul-i Ekrem ashabina, Ben-i Israil'den bir kimsenin Allah yolunda bin ay silah giyinmis oldugunu anlatti. Bunu dinleyen ashab kendi ibadetlerini onlarin ibadetlerine göre az buldu. Bunun üzerine Allah (c.c) Cebrail vasitasiyla bu gecenin bin aydan hayirli oldugu müjdesini verdi. Bir baska rivayette de Hz. Peygamber ümmetinin ömrünün kisaligina üzülmekte idi. Bundan dolayi Allah bu ümmete uzun yasamis olan önceki ümmetlerden daha büyük bir nimet olan her sene bin aylik ibadet yapma imkanini veren Kadir Gecesini müjdelemistir. Nitekim Ramazan-i Serif ve Kadir gecesi bu fâni dünyada, fâni ömür içinde ve kisa bir hayatta, bâki bir ömür ve uzun bir hayat-i bâkiyeyi tazammun eder, kazandirir. (Mektubat, 390-391)
Kadir suresinde verilen bilgiler isiginda ve Kur'an'in Ramazan ayinda (2/185) ve bütün hikmetli islerin kararlastirildigi mübarek bir gecede indirildigine dair (44/ 3-4) ayetler birlikte ele alindiginda, Kadir Gecesi'nin Ramazan ayi içinde bulundugu sonucu çikmaktadir. Bu gecenin Ramazan'in son on gününde (bazi rivayetlere göre son yedi gününde) aranmasina dair hadislerin de mevcut olmasi, Kadir Gecesi'nin Ramazan'in son on gününde oldugunu göstermektedir. Nitekim Hz. Peygamber Ramazan'in son on gününe girildiginde dünyevî islerden uzaklasip itikafa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdigi gibi, ailesini de uyanik tutardi.
Buna karsilik Kadir gecesinin hangi gece olduguna dair kesin bir bilgi yoktur. Nasil ki, insanlarda velî, Cuma'da dakika-i icabe, Esmâ-i Hüsnâda Ism-i Âzam, ömürde ecel meçhul kalmistir, ayni sekilde Ramazan'da da Leyle-i Kadir meçhuldür. Islam alimleri bu gecenin kesin olarak belirlenmemesinin hikmeti üzerinde dururken bu durumun gecenin feyzinden istifade etmek için daha uygun oldugunu söylemislerdir. Zira, Kadir Gecesi'nin bildirilmesi halinde Müslümanlar sadece o geceyi ihya etmekle yetinebilirdi. Halbuki kismî belirsizlikler sayesinde Müslümanlar Kadir Gecesi ümidiyle bütün Ramazan gecelerini ibadet suuruyla geçirmeleri söz konusudur. Bediüzzaman Hazretleri bu mes'eleyi degerlendirirken, Cenâb-i Hakîm-i Mutlak'in, "su dâr-i tecrübe ve meydan-i imtihanda çok mühim seyleri, kesretli esya içinde sakliyor. O saklamakla çok hikmetler, çok maslahatlar baglidir. Meselâ, Leyle-i Kadri umum Ramazan'da, saat-i icâbe-i duâyi Cumâ gününde, makbul velîsini insanlar içinde, eceli ömür içinde ve Kiyâmetin vaktini ömr-ü dünya içinde sakladi"gini (Sözler, 309) belirtmis, Leyle-i Kadir taayyün ettikçe, sair günlerin ragbetten düsecegini ortaya koymustur. "Yirmi sene müphem bir ömür, nihayeti muayyen bin sene ömre müreccahtir."(Sünühat, 29) diyerek, belirlenmis olan bir seyin diger seyleri kiymetten düsürecegini söylemistir. Bununla birlikte Islam alimleri ittifaken Ramazan'in 27. gecesinin Kadir Gecesi oldugu görüsünü benimsemislerdir. Hakiki olmasa da müçtehitlerin yirmi yedinci geceye o nazarla bakmalarindan dolayi Bediüzzaman Hazretleri o gecenin hakiki hükmünde kabule mazhar olmasini temenni etmektedir. (Sualar, 437-38)
Kadir Gecesi'nin bin aydan hayirli olmasi ve bu gecede okunan Kur'an'in her harfine otuz bin sevap yazilmasi hususunu bazi alimler çokluktan kinaye olarak degerlendirmislerdir. Ancak bunun aklen muhal olmadigi da ifade edilmektedir. Bediüzzaman bu gecenin bin ay hükmünde oldugunun ispati beyaninda Miraç hadisesini delil olarak getirmektedir. Söyle ki; "Leyle-i Kadir gibi bir tek gece, seksen küsur seneden ibaret olan bin ay hükmünde oldugunu, nass-i Kur'ân gösteriyor. Hem bu hakikate isaret eden, ehl-i velâyet ve hakikat beyninde bir düstur-u muhakkak olan "bast-i zaman" sirriyla, çok seneler hükmünde olan birkaç dakikalik zaman-i Miraç, bu hakikatin vücudunu ispat eder ve bilfiil vukuunu gösteriyor. Miracin birkaç saat müddeti, binler seneler hükmünde vüs'ati ve ihatasi ve uzunlugu vardir. Çünkü, o, Miraç yolunda beka âlemine girdi. Beka âleminin birkaç dakikasi, su dünyanin binler senesini tazammun etmistir." (Lem'alar, 23)
Yine bu gecede Kur'an'in her bir harfine otuz bin sevap verilmis olmasinin imkansiz bir mübalaga ve mücazefe oldugu zannina kapilan Ehl-i Ilhada karsi Risâle-i Nur'da verilen cevapta, Kur'ân-i Hakîm'in her bir harfinin bir sevâbi oldugu, fazl-i Ilâhîden o harflerin sevâbinin sünbüllendigi ve Leyle-i Kadir'de okunan ayetlerin hashas tohumunun kesreti misillü her bir harfinin otuz bin sevabi oldugu ifade edilmektedir. (Sözler, 312) Said Nursî bu geceyi, bunun gibi diger mübarek geceleri ve Kur'an'daki bazi surelerin faziletlerini -rivayetlerde gelen bazi surelerin Kur'an'in yarisina veya tamamina mukabil gelmesi gibi- içinde misir ekilmis bir tarlaya benzetmektedir. Nasil ki, tarlada bazi habbelerin yedi, bazilarinin on sümbül verip, onlardan da yüzer, iki yüzer tane vermesi gibi Kur'an surelerinin ve mübarek zamanlarda okunan ayetlerin faziletleri ayni sekilde sümbüllenip bazen bin, bazen on bin, bazen de otuz bin sevaba mukabil gelmektedir. (Sözler, 312)
Gecenin faziletine dair çesitli hadisler vardir. Bir hadiste "faziletine inanarak ve mükafatini umarak Kadir Gecesini ihya eden kimsenin geçmis günahlarinin bagislandigi" buyurulmaktadir. Buna mümasil hadislerin yaninda geceye has bir ibadet tarzinin olduguna dair herhangi bir rivayet yoktur. Bediüzzaman bu gecede elden geldigi kadar Kur'an'la ve istigfarla ve salavatla mesgul olmanin büyük bir kâr oldugunu söylemekte ve talebelerine de bunu tavsiye etmektedir. Istirak-i a'mal-i uhreviye düsturuyla da Risâle-i Nur talebelerinden her birinin kazandigi miktar kardeslerinin de defter-i a'maline geçtiginden dolayi Nur Talebeleri birbirine dua etmeyi kendilerine vazife bilmektedir. Dolayisiyla bu sekilde Risâle-i Nur dairesine sidk ve ihlas ile girenlerin kazançlari pek büyüktür ve her biri binler hisse almaktadir. (Tarihçe-i Hayat, 256)
Hislerin ve duygularinin zirveye çiktigi Ramazan ayinda ve bilhassa yaklasan ve bin aydan hayirli olan Kadir Gecesi'nde Rabbü'l-Alemin'e ihlas ve sadakatle iltica etmeli ve bu geceyi ibadet ve istigfarla geçirmeliyiz. Tesrik-i mesai sirrina ehemmiyet veren Üstad Hazretleri de Nur Talebelerinin Kadir Gecesini söyle tebrik etmektedir: "Seksen küsur sene ibadetli bir ömr-ü bâkiyi temin eden Ramazan-i Serifinizi bütün ruh-u canimizla tebrik ve her gecesi bir nevi Leyle-i Kadir hükmünde hakkimizda menfaattar olmasini niyaz ederiz. Ve tesrik-i mesai sirriyla ve her has Nurcu, umum Nurcularin mânevî kazancina hissedar olmasiyla, mânen binler dille ibadet ve dua ve istigfar ve tesbihat yapmaya hakikî uhuvvet ve ihlâs ile mazhariyetinizi rahmet-i Ilâhiyeden niyaz ediyoruz ve öyle de ümit ediyoruz."(Emirdag Lahikasi, 285) |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: kadir gecesi ile ilgili... 15.09.09 4:27 | |
| Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a'mal, bire bindir. Kur'an-ı Hakîm'in nass-ı hadîs ile herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte herbir harfin, on değil bin ve Âyet-ül Kürsî gibi âyetlerin herbir harfi binler ve Ramazan-ı Şerifin Cum'alarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadir'de otuzbin hasene sayılır. Evet herbir harfi otuzbin bâki meyveler veren Kur'an-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki; milyonlarla o bâki meyveleri, Ramazan-ı Şerif'te mü'minlere kazandırır. İşte gel, bu kudsî, ebedî, kârlı ticarete bak, seyret ve düşün ki: Bu hurufatın kıymetini takdir etmeyenler ne derece hadsiz bir hasarette olduğunu anla! İşte Ramazan-ı Şerif âdeta bir âhiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır. Ve uhrevî hasılât için, gayet münbit bir zemindir. Ve neşvünema-i a'mal için, bahardaki mâh-i Nisandır. Saltanat-ı rububiyet-i İlahiyeye karşı ubudiyet-i beşeriyenin resm-i geçit yapmasına en parlak, kudsî bir bayram hükmündedir. Ve öyle olduğundan, yemek-içmek gibi nefsin gafletle hayvanî hacatına ve malayani ve hevaperestane müştehiyata girmemek için oruçla mükellef olmuş. Güya muvakkaten hayvaniyetten çıkıp melekiyet vaziyetine veyahut âhiret ticaretine girdiği için, dünyevî hacatını muvakkaten bırakmakla, uhrevî bir adam ve tecessüden tezahür etmiş bir ruh vaziyetine girerek; savmı ile, Samediyete bir nevi âyinedarlık etmektir. Evet Ramazan-ı Şerif; bu fâni dünyada, fâni ömür içinde ve kısa bir hayatta bâki bir ömür ve uzun bir hayat-ı bâkiyeyi tazammun eder, kazandırır. Evet birtek Ramazan, seksen sene bir ömür semeratını kazandırabilir. Leyle-i Kadir ise, nass-ı Kur'an ile bin aydan daha hayırlı olduğu bu sırra bir hüccet-i katıadır. Evet nasılki bir padişah, müddet-i saltanatında belki her senede, ya cülûs-u hümayûn namıyla veyahut başka bir şaşaalı cilve-i saltanatına mazhar bazı günleri bayram yapar. Raiyetini, o günde umumî kanunlar dairesinde değil; belki hususî ihsanatına ve perdesiz huzuruna ve has iltifatına ve fevkalâde icraatına ve doğrudan doğruya lâyık ve sadık milletini, has teveccühüne mazhar eder. Öyle de: Ezel ve Ebed Sultanı olan onsekiz bin âlemin Padişah-ı Zülcelal'i; o onsekiz bin âleme bakan, teveccüh eden ferman-ı âlîşanı olan Kur'an-ı Hakîm'i Ramazan-ı Şerifte inzal eylemiş. Elbette o Ramazan, mahsus bir bayram-ı İlahî ve bir meşher-i Rabbanî ve bir meclis-i ruhanî hükmüne geçmek, mukteza-yı hikmettir. Madem Ramazan o bayramdır; elbette bir derece, süflî ve hayvanî meşagılden insanları çekmek için oruca emredilecek. Ve o orucun ekmeli ise: Mide gibi bütün duyguları; gözü, kulağı, kalbi, hayali, fikri gibi cihazat-ı insaniyeye dahi bir nevi oruç tutturmaktır. Yani: Muharremattan, malayaniyattan çekmek ve her birisine mahsus ubudiyete sevketmektir. Meselâ: Dilini yalandan, gıybetten ve galiz tabirlerden ayırmakla ona oruç tutturmak. Ve o lisanı, tilavet-i Kur'an ve zikir ve tesbih ve salavat ve istiğfar gibi şeylerle meşgul etmek... Meselâ: Gözünü nâmahreme bakmaktan ve kulağını fena şeyleri işitmekten men'edip, gözünü ibrete ve kulağını hak söz ve Kur'an dinlemeğe sarfetmek gibi sair cihazata da bir nevi oruç tutturmaktır. Zâten mide en büyük bir fabrika olduğu için, oruç ile ona ta'til-i eşgal ettirilse, başka küçük tezgâhlar kolayca ona ittiba ettirilebilir. |
| | | | kadir gecesi ile ilgili... | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|