Mektûbat: (22. Mektup 4. Vecihteki 3. Düstur)
Üçüncü Düstur: Adâvet etmek istersen, kalbindeki adâvete adâvet et; onun ref'ine çalış. Hem en ziyade sana zarar veren nefs-i emmarene ve heva-i nefsine adâvet et, ıslahına çalış. O muzır nefsin hatırı için, mü'minlere adâvet etme. Eğer düşmanlık etmek istersen; kâfirler, zındıklar çoktur; onlara adâvet et. Evet nasılki muhabbet sıfatı, muhabbete lâyıktır; öyle de adâvet hasleti, her şeyden evvel kendisi adâvete lâyıktır. Eğer hasmını mağlub etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünki eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüd eder. Zâhiren mağlub bile olsa, kalben kin bağlar, adâveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen, nedamet eder; sana dost olur.
اِذَا اَنْتَ اَكْرَمْتَ الْكَرِيمَ مَلَكْتَهُ *وَ اِنْ اَنْتَ اَكْرَمْتَ اللَّئِيمَ تَمَرَّدًا
hükmünce; mü'minin şe'ni, kerim olmaktır. Senin ikramınla sana müsahhar olur. Zâhiren leîm bile olsa, îman cihetinde kerimdir. Evet fena bir adama "İyisin iyisin" desen, iyileşmesi ve iyi adama "Fenasın fenasın" desen, fenalaşması çok vukubulur.
وَاِذَا مَرّوُا بِاللَّغْوِ مَرّوُا كِرَامًا * وَاِنْ تَعْفُوا وَتَصْفَحُوا وَتَغْفِرُوا فَاِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَحِيم
ٌ gibi desatir-i kudsiye-i Kur'aniyeye kulak ver, saâdet ve selâmet ondadır.