İman, bir kişiyi söylediği sözde tasdik etmek, söylediğini kabullenmek, gönül huzuru ile benimsemek, karşısındakine güven vermek, içten inanmak demektir. İnanmak, Yüce Yaratıcıya teslim olmak, O'nun emir ve yasaklarına uyarak, sonusuz ahiret hayatına hazırlanmaktır. Allah Teala, kullarına hitabında şöyle buyuruyor: ''İman edip salih amel işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele.'' (Bakara Suresi 25). O halde ahiret hayatında kurtuluş yolu ancak Allah'a inanmak ve O'na teslim olmaktır. Aksi takdirde Allah Teala can yakıcı bir azabı vaat ediyor.
Dünya hayatında kişinin üstün bir güce inanması, sıkıntı anında O'ndan yardım umması, insan için büyük bir destek ve huzur kaynağıdır. Günümüz insanının yaşadığı psikolojik bunalım ve gerilimler, inanmaktan uzak kalma sebebiyledir. İnanmayan insan kendisinden başka kimseye güvenemez. Halbuki güven olmadan hiçbir insan huzurlu bir hayat yaşayamaz. Çevresine şüpheli gözlerle bakar, en yakınından dahi emin olamaz. Oysa inanmak kişiyi daha emin, daha güvenilir ve daha dürüst yapar.
İnanmak, dünya hayatını da ahiret hayatını da güzelleştirir. Kişiyi dünyadaki sıkıntılardan uzaklaştırır, cehennem azabından kurtarır ve insanın hayatına anlam katar.