Sünnete Fransız Kalanlar İçin
Bu başlığı takriben on sene kadar önce Malatya’da eski apartman komşumuzun dükkânında sünnet konusunu konuştuktan sonra yazacağım ilk kitap başlığı olarak ajandama notlamıştım… O tarihe kadar kitap yazmak gibi bir düşüncem yoktu… Ama arkadaşımın sünnet konusundaki fikrini öğrenmiş olmam pek de önemsemediğim bir konuyu araştırmama vesile oldu…
Arkadaşım; Kur’anın korunduğunu ama sünnetin korunmadığını ve bizleri bağlamadığını iddia ediyordu… Sünnet, vahiy olamaz ve peygamberimiz kuran dışında emir ve yasak koyamaz demişti… O saate kadar sünnetin önemi ve dindeki yerini hiç düşünmemiştim… Kaynağı belli olmayan hadisler dışındaki tüm sahih hadisler başımla gözüm üstüneydi ki hala öyle…
Arkadaşımı ikna edecek bilgi birikimim yoktu ama yanıldığından adım gibi emindim… Konuşurken ses tonu ve mimik hareketleri sanki ‘ iyi ki de sünnet dinde delil değil! İyi ki tüm emir ve yasaklar kuranla sınırlı! Yoksa rahat bir hayat yaşamazdık!’ der gibiydi…
İlginçtir, o gündür bu gündür o sapık görüşü savunanlar sanki tek bir okul mezunlarıymış ve aynı hocadan ders almışlarmış gibi aynı tavrı sergiliyorlardı konuşmalarında ve mimik hareketlerinde…
İnanın sünneti hafife aşlan prof.’lar la da görüştüm akademisyenler ve araştırmacılar la da… Konuşma üslupları ve kaynakları aynıydı… Bu görüşe sahip olanların bazı ortak özellikleri dikkatimi çekti. Bunlar;
1. Zekâlarına aşırı güvenirler
2. Tartışmayı çok severler
3. Ahiret kaygıları yoktur bunların
4. İbadetlerinde oldukça gevşektirler
5. Hemen hemen her ortamda ve yazılarında sünnete gölge düşürmeye çalışırlar
6. İlim adamlarımızı ve sahabeleri adam yerine koymazlar.
7. Laubalidirler
8. Kurana davet ederler ama kuranı hayata nasıl taşıyacağınızı öğretmezler.Ki kendileri de bilmezler…
Bu görüşe sahip olan kişilerin yazmış oldukları kitaplara baktığımızda şu başlıklar göze çarpar;
1- Buhari’de birçok uyduruk hadis vardır! – Ki alakası yok.
2- Hadislerin yazılması yasaklandığı için yıllar sonra kaleme alınan bir kitaba nasıl güveneceğiz?- Yine alakası yok. Çünkü hadislerin yazılmasının yasak olduğu genel değildi. ve o dönemde hadisler kaleme alındı.
3- Hadisler kurana arz edilmeli. Paralellik arz ederse alınmalı… Oysaki o hadis dedikleri sözün sıhhat derecesini araştırmazlar. Âlimlerimiz hadislerin kurana arzı sözünün uydurma olduğu görüşünde ittifaklar.
4- Kitaplardaki dipnotlara baktığımızda Müsteşrikler ve akılcı olan yazarları görürüz.
Ehlisünnet âlimlerimiz Buhari ve Müslim’de uydurma hadislerin olmadığını söylerler… Yüzyıllardır okunan ve yaşanılmaya çalışılan bu hadislere uyduruk sözlerin karıştığını fitnelemek sanırım kâfirlerin işi olmalıydı… Ama gelin görün ki kâfirlerin saldırması gereken sünnet kalesi içten yıkılmaya çalışılıyor…
Bu görüşe sahip olanlara sordum;
‘ kitaplarınızda Buhari’de yüzlerce uydurma sözlerin olduğunu söylüyorsunuz. Diyelim ki beş yüz tane uydurma söz karışmış… Neden geriye kalan binlerce sahih hasislerden bahsetmiyorsunuz? Neden o sahih hadislere şerh düşmüyorsunuz? Çıkardığınız dergilerde de aynı saldırıyı görüyoruz… Yaptığınız sempozyumlarda da bağırırcasına ikinci kaynağımıza gölge düşürüyorsunuz…’VALLAHi siz samimi değilsiniz… Sadece sırıttıklarına şahit olursunuz bunların…
Aradan yıllar geçti ve bu gibi düşünen insanları nasıl ikna edebilirim diye düşünmeye başladım… Öncelikle yapmam gereken şeyin sünneti eleştiren yazarların kitaplarını incelemekti ve öyle yaptım… Yayın dünyasının göbeğinde olmam o kitaplara kolayca ulaşmamı sağladı… Yerli ve yabancı çıkmış kitapları aldım ve muhtevasına baktım… İnanın aynı okul mezunları bunlar!
Bu kez de sünneti savunan ilim adamlarımızın kitaplarını topladım. Yerli ve yabancı… Sünneti savunan ilim adamlarımız maalesef karşısındaki insanların sanki samimi ve arayış içinde olduklarını sanmışlar ve bunlara ilmi cevaplar vermişler… Kısmen haklı olabilirler ama bunları adam yerine koymamaları lazımdı sanki…
Gerçi Arap ülkelerindeki sünnet düşmanları bizim ülkemizdekiler gibi mi bilmiyorum… Bunların niyetlerinin bozuk olduğunu ispat etmek lazım… Bir hippinin ya da bir sarhoşun gelip te: Mezhepler arasındaki fıkhi ihtilaflarını sormasına ne cevap verirsiniz ki?
Şeytan bunları nasıl da kandırmış, ama farkında değiller…
ALLAH’ım! Günün yirmi dört saati, dünyanın herhangi bir yerinde peygamberimizi örnek almamız mümkün iken , bu insanlar şeytana askerlik yapıyorlar.Peygamberinle aramıza girmeye çalışıyorlar…ALLAH’ım senin kitabına sıkıca sarıldığını sanıyorlar…Oysaki tartışmalarda gelip gelmek için sözlerinin Türkçe sini ezberliyorlar…
ALLAH’ım sen bu insanların şerrinden bizleri koru…
Özet olarak;
1-Sünnet, kuranla beraber 1.kaynağımızdır.
2- Sahih hadisler korunmuştur
3- Sünnet vahiydir.
-Feyzullah BİRIŞIK-