Bediüzzaman'ın yakın talebe ve hizmetkârlarından merhum Bayram Yüksel anlatıyor:
“Üstadımız Ramazan'ın on beşinden sonra kendisi yatmazdı, bizi de yatırmazdı. Hattâ çok gece kontrol ederdi. Eğer uyurken yakalarsa, bize su döker, uyandırırdı. Bizleri uyumamaya alıştırırdı. Mübarek geceleri ihyâ ettiğimiz zaman sabah namazı olduğunda kılar, yatardık.
“‘Hem rivayet-i sahiha ile Leyle-i Kadr’i nısf-ı âhirde, hususan aşr-ı âhirde arayınız’ ferman etmesiyle bu gelecek seksen küsûr sene bir ibadet ömrünü kazandıran Leyle-i Kadr’in gelecek gecelerde ihtimali pek kavî olmasından istifadeye çalışmak böyle sevaplı yerlerde bir saadettir’ diye bize dersler verirdi.
“Üstadımız, mübarek Ramazan'da daima evrad ve ezkârıyla meşgul olurdu, hergün bir cüz okurdu. Bizleri de teşvik ederdi. Bizler Ramazan'da muhakkak cüzlerimizi okurduk. Üstad fitresini bize verirdi. Bizlere de ‘Siz talebe-i ulumsunuz, fitrenizi birbirinize devredebilirsiniz’ derdi. Biz de birbirimize devrederdik, o parayla buğday alırdık. Sav'da, bazen Kuleönü'nde ekmek yaptırırdık, nafakamızı iktisatlı olarak harcardık.”
(Son Şahitler, 3. Cild, s. 31)