Peygamber Efendimiz (sav)'in Dünya Hırsından Kaçınmak ile İlgili Sözleri
Malı toplayıp da
harcama hususunda cimri davranma ki Allah rızkını senden keser,
saklayıp elinde infak etmeksizin tutma ki Allah da senden meneder.
(İbn-i Kesir, Peygamberimizin Şemaili Mu'cizeleri, Temel Neşriyat, sf. 87)
Zenginlik, mal ve metaın çokluğundan değildir; fakat zenginlik gönül zenginliğidir.
(Sünen-i Tirmizi Tercemesi Cilt: 4, Sf: 195)
... Ata Ebi Rebah şöyle demiştir: Ben ibn Abbas'dan
işittim, şöyle diyordu: Ben Peygamber(S)'den işittim, şöyle
buyuruyordu: "Adem oğlunun iki vadi dolusu malı olsa, muhakkak bir
üçüncüsünü ister. Adem oğlunun iç boşluğunu (hırslı gönlünü) topraktan
başka bir şey dolduramaz. Allah (ihtirastan) tevbe eden kişinin
tevbesini kabul eder".
(Sahih-i Buhari, Cilt 14, syf.6373)
... Ben Abdullah ibnu'z Zubeyr'den Mekke'de minber üzerinde
hutbe yaparken işittim; o şöyle diyordu: - Ey insanlar! Peygamber (S)
şöyle buyurdu: "Eğer Adem oğluna altın ile dolu bir vadi verilseydi, o
kendisine ikinci bir vadi verilmesini arzu ederdi. Şayet kendisine
ikinci bir vadi verilse, üçüncüsünü isterdi. Adem oğlunun iç boşluğunu
ancak toprak kapatır. Allah da (hırstan) tevbe eden kimsenin tevbesini
kabul eder".
(Sahih-i Buhari, Cilt 14, syf.6374)
"... (Abdullah) bin Abbas (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Sizin en hayırlı olanınız, ailesine en iyi olanınızdır. Ben de aileme iyi olanınızım."
(Mace, Cilt5, Syf.461)
…. Hakim ibn Hızam şöyle demiştir: Ben Peygamber(S)'den
istedim; O da bana verdi. Sonra yine istedim, O da bana verdi sonra
yine istedim, yine verdi. Bundan sonra: "Bu mal…." Buyurdu.
……….Peygamber (S) bana: "Ya Hakim! Şüphesiz bu mal yeşildir, tatlıdır.
Her kim bu malı nefis güzelliği ile hırssız olarak alırsa, o mal
kendisi için bereketli, meymenetli kılınır. Kim de bunu nefis
düşkünlüğü ile, hırsla alırsa, mal alan için bereketli kılınmaz. O
ihtiraslı kişi yiyip de hiç doymayan (köpek açlığı hastalığına
tutulmuş) kimse gibi olur. Yüksek el, alçak elden hayırlıdır!" buyurdu.
(Sahih-i Buhari, Cilt 14, syf.6376)