sitem
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

sitem

sitem
 
Latest imagesAnasayfaGiriş yapKayıt Ol

 

 Üzülme, Allah bizimle beraberdir

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Üzülme, Allah bizimle beraberdir Empty
MesajKonu: Üzülme, Allah bizimle beraberdir   Üzülme, Allah bizimle beraberdir I_icon_minitime25.08.08 11:47

Üzülme, Allah bizimle beraberdir







Asırlar
öncesinden, hicretin en can alıcı noktasında, sevr mağarasından tüm
insanlığa bir teselli mesajı verildi: "Üzülme, Allah bizimle
beraberdir."

Pekiyi, sadece Hz. Ebu Bekir’e miydi bu teselli?.. Sadece müşriklerin şerrinden sığınmaya mıydı?..

Hayatın, imtihan ekseninde, bazı kırılma noktalarında vardır.. Bu
noktalarda, sonsuz bir kudrete dayanma arzusu, zirveye çıkar.. Sebepler
sükût ettiğinde, çaresizlik tüm çareleri tükettiğinde, artık O’ndan
(c.c.) başka hiçbir yardımcının kalmadığını hissettiğinde, bu teselli,
rahmetin kucağına sevkin başlangıcı olur..

İşte hicret sahnelerinden birinde ve en birincisinde, Allah (c.c.) tam
emniyet ve tevekkül ile kendisini, Kendine emanet edene, yardımını
nasıl yetiştiriyordu, eskimeyen levhalardan bir kez daha izleyelim..

En güzel’in (s.a.v.) hayatı, hayata da en güzel örnekti.. Çünkü
Alemlerin Rabbi, O’nu alemlere rahmet göndermişti.. Hayat seyrinde,
itaatten ibadete, ahlaktan tevekküle her şeyde “zirve” olduğu gibi,
Rahmetin de tecessüm etmiş bir timsali olan Efendimiz (s.a.v.),
sebeplerin sükûta yaklaştığı son noktada, sadık dostuna işte böyle
teselli vermişti..

Eğilseler ayaklarını görecekleri kadar yaklaşan müşrikleri gören Ebu
Bekir (r.a.) Kâinatın efendisine zarar verirler endişesi ile :

"-Yâ ResûlAllah!" dedi. "-Beni öldürseler de gam çekmem. Ben nihâyet
bir ferdim. Amma, Allah göstermesin, sana bir zarar ve ziyan
eriştirecek olurlarsa bu, bütün ümmetin helâkine sebep olur."

Rasulullah endişesiz ve mütebessimdi.. Çünkü öyle birine inanmış
güvenmişti ki, O (C.C.) kendisini bırakmazdı.. Asılardır, hassas
kulaklarda ve kalblerde yankı bulan şu cümle ile teselli verdi son
peygamber arkadaşına:

"Üzülme, Allah bizimle beraberdir."

Hz. Ebû Bekir:

"-Yâ ResûlAllah" dedi. "-Onlardan birisi eğilip de ayaklarının dibinden bir bakıverse, bizi görür."

İki cihanın mefhari olan Efendimiz, yine emîn ve tam tevekkül ile şunları demişti:

"-Yâ Ebâ Bekir, iki kişinin üçüncüsü Allah olursa, sen âkibetin ne olacağını zannediyorsun? Yakalanacağımızı mı sanırsın?"

Allah’a tam tevekkül edene yardım, işte böyle yetişiyordu.. Hem hiç umulmadık yardımcılarla…



Müşriklerin rehber olarak yanlarına aldıkları iz sürücü, kavminin en iyisiydi.. Adeta havadaki kokudan iz sürebiliyordu..

O kadar eminler ki kendilerinden; bu sefer yakalayacaklar ve başına
büyük ödül konulan Allah rasulünü öldüreceklerdi.. Ama unuttukları bir
şey vardı.. O’nun (s.a.v.) öyle bir gözeteni, koruyanı vardı ki; O’nu
(s.a.v.) en güçsüz bir örümceğin ağı ile kibirli o müşriklerin
gözlerinden ve şerrinden muhafaza edebilirdi ve etti..

İz sürücü kendinden emindi : “-İşte buradalar” dedi.. Fahr-i Kâinat Efendimizle Sıddık-ı Ekber, konuşulanları duyuyorlardı.







Ve ezelde vazife almış nöbetçiler işbaşındaydı.. İki yabani güvercin, bir de örümcek..

Mağaranın dibine kadar giden o müşrik, bu nöbetçilere takılmış ve geri dönmüştü :


"Mağaranın ağzında iki yabanî güvercinin yuva kurduğunu gördüm. Orada olduklarına asla ihtimal vermem" demişti.

Azılı müşrik Ümeyye bin Halef ise, arkadaşlarına hiddetli hiddetli şöyle seslenmişti:







"Hâlâ mağaranın orada ne dolaşıp duruyorsunuz. Orada örümceğin ağ
bağladığını görmüyor musunuz? VAllahi ben, bu ağın Muhammed doğmadan
önce gerilmiş olduğu kanaâtındayım."



Hak; batıla bir kez daha üstün gelmişti.. Ve Cenâb-ı Hak, nöbetçi tayin
ettiği bir örümcek ve iki yabanî güvercin ile Sevgili Resûlünü bütün
Kureyş'e karşı korumuş oluyordu.

Kul tam emniyetle Rabbine teslim olsun da, Rabbi onu rahmeti ile
kuşatıp, koruması altına almasın, mümkün müydü bu?.. Tüm dizginler
elinde bulunan Allah (c.c.), “Rabbim benimle beraber; beni görüyor,
biliyor” teslimiyetine kayıtsız kalır mıydı hiç?.. Elbette kalmazdı,
kalmadı ve kalmayacak da…

İmtihan dünyasının senaryolarında bazen, “sıkıntılar” başrol oynar..
Hakîm ve Rahîm olan Rabb, hikmeti ve rahmeti ile vazifelendirir,
musibeti.. Değil mi ki, başımıza her ne gelse O’ndan (c..c) gelir.. Bu
noktada “Bela vereni” bulana, bela; rahmetin kâşifidir.. Günah
kirlerini, ateşe bırakmak istemeyen, rahmeti ile bu dünyada, geçici
sıkıntılarla kulunu temizlemek isteyen Allah (c.c.) bununla, kuluna
yakınlığını hissettirir..

Kendisine kendinden daha yakın; kendinden daha şefkatli olanı bulan, daha neyi arar ki?.

Madem bizimle beraberdir Allah (c.c.), o zaman telaşa gerek yok.. Her
musibette, her çaresizlikte, ümmetinin derdi ile dertlenen Allah
rasulü, şefkati ile başımızı okşar, ve fısıldar kulağımıza : “Korkma,
üzülme, Allah bizimle beraberdir."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Üzülme, Allah bizimle beraberdir Empty
MesajKonu: Geri: Üzülme, Allah bizimle beraberdir   Üzülme, Allah bizimle beraberdir I_icon_minitime30.09.08 6:00

Üzülme, Allah bizimle beraberdir Pempe1ff5mx
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Üzülme, Allah bizimle beraberdir
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
sitem :: İslamiyet :: İslami Bilgiler :: Peygamberimiz (s.a.v.)-
Buraya geçin: