sitem
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

sitem

sitem
 
Latest imagesAnasayfaGiriş yapKayıt Ol

 

 IFK OLAYI

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




IFK OLAYI Empty
MesajKonu: IFK OLAYI   IFK OLAYI I_icon_minitime25.08.08 11:44

IFK OLAYI 45b

IFK OLAYI

Ifk; yalan, büyük yalan, Iftira namuslu birinin namusu hakkinda Iftira etmek.

Ifk olayi; Islâm tarihinde Resulullah (s.a.s)'in zevcesi ve müminlerin
annesi (el-Ahzâb, 33/6). Hz. Âîse hakkinda münâfiklar tarafindan
uydurulan Iftira olayinin adi. Olay Buhâri, Müslim gibi ana kaynaklarda
tafsilâtli olarak anlatilir. Bizzat Hz. Âîse, olayi cereyan tarzi ve
sebepleriyle birlikte detayli olarak anlatmaktadir.

Olayin gerçek yüzü münâfiklarin, Medine'de güvenli bir yurt edinen ve
günden güne gelisen Islâm toplumunu parçalamak için Islâm peygamberinin
aile mahremiyetini hedef alarak, bas vurduklari bir aleyhte propaganda
ve karalama hareketidir. Onlar, Resulullah'in, en yakin arkadaslari ile
arasini açabilirlerse, Islâm'i yok etme emellerine kIsa yoldan
varabileceklerini zannediyorlardi. Münâfiklar Mustalikogullarina karsi
düzenlenen cihat harekatinda, Hz. Âîse'nin basina gelen normal bir
olaydan yararlanarak Hz. Ebu Bekir'le Resulullah'in arasina fitne
sokmaya ve Resulullah'i gözden düsürmeye çalistilar.

Münâfiklar, hicretin besinci yili Saban ayinda, Necid bölgesinde,
Müreysî suyu yaninda konaklamis olan Mustalikogullari kabilesine karsi
düzenlenen sefere savasin siddetli geçmeyecegini bildikleri için
kalabalik bir sekilde katIlmislardi.

Resulullah sefere çikmadan önce, adeti oldugu üzere, hanimlari arasinda
kura çekmis, kendisiyle beraber sefere gitme kurasi Hz. Âîse'ye
çikmisti (Buhârî, Sehâdet, 15).

Bu sefer esnasinda münâfiklar, Mekkeli Muhacir müslümanlarla,
Medine'nin yerlisi Ensar arasina fitne sokmaya da çalistilar. Bunun
için bölge ve kabile taassubunu kullandilar. Bir seferinde Iki müslüman
grubu birbiriyle kilica sarilacak hale getirmis, olay Resulullah
(s.a.s) tarafindan kolayca önlenmistir. Bu arada münâfiklarin reisi
Abdullah b. Übeyy:

"Medine'ye dönünce, aziz olanlarin, zelil olanlari oradan
çikaracaklarini" söylüyordu (el-Münâfîkûn, 63/8). Bunun üzerine
Resulullah (s.a.s) Ensari toplayarak durumu anlatti. Ensâr olaya son
derece üzüldü. Böylelikle Abdullah b. Übeyy herkesin nefretini kazandi.
Hatta oglu babasinin bineginin üzengisinden tutarak:

"Zelil oldugunu, Allah Resulunün de aziz oldugunu itiraf etmeden seni
birakmam " demis ve itiraf da ettirmistir (Ibn Sa'd, Tabakâtu'l-Kübra,
II, 65).

Sefer dönüsü ordu, geceleyin bir yere konakladi. Hz. Âîse ihtiyaci için
ordugahin disina çikti. Döndügü zaman, boynundaki Yemen boncugundan
dizIlmis gerdanliginin kopup düsmüs oldugunu gördü. Bu gerdanligi Hz.
Âîse'ye, gelin oldugunda annesi Ümmü Rûman hediye etmisti (Vakidî,
Megazî, II, 428). Diger kaynaklar gerdanligi kiz kardesi Esma'dan
emanet aldigini yazarlar.

Hz. Âîse, gerdanligi aramak için ordunun disinda ihtiyacini giderdigi
yere gitti. Bulup döndügünde ise kendisinin devesi üzerindeki
mahfelinde oldugunu zanneden muhafizlari da dahil olmak üzere, ordunun
oradan ayrilip gitmis oldugunu gördü. Geri dönüp kendisini ararlar
düsüncesiyle orada oturup bekledi. Bu arada da oldugu yerde uyuyup
kaldi.

Ordunun artçisi Safvan b. Muattal kendisini görerek, hiç konusmadan onu
devesine bindirdi. Devenin yularini çekerek orduya yetistirdi (Ibn
HIsam, es-Sîre, II, 298).

Ikinci konakta Hz. Âîse'nin devesinin üzerinde olmadigi anlasilip bir
süre sonra genç bir askerin devesiyle geldigini görünce, münâfiklar
bunu firsat bilip dedikoduya basladilar. Abdullah b. Übeyy el altindan
bu dedikoduyu besledi. Müslümanlar bunun Iftira oldugunu anladilar.
Meselâ Hz. Ebû Eyyûb el-Ensarî hanimina:

"Ümmü Eyyûb! Senin hakkinda böyle birsey söylense kabul eder misin?" diye sordu. O,

"Hasâ, asaletli ve serefli bir Insan böyle bir sey yapmaz." cevabini verdi (Ibn Hisâm, a.g.e, s. 302).

Ne yazik ki münâfiklar disinda üç müslüman da bu dedikoduya kendilerini
kaptirdilar; Bunlar Safvan'dan öç almak Isteyen Hassan bin Sâbit,
Resulullah'in hanimlarindan Zeyneb binti Cahs'in kiz kardesi Hamne ve
Hz. Ebû Bekir'in yardimlariyla geçinen Mistah b. Üsâse idiler.

Hz. Âîse yolculuk dönüsü hastalandi ve annesinin bakmasi için baba
evine gitti. Olanlardan tamamen habersizdi. Ne annesi ve babasi, ne de
Resulullah (s.a.s) olanlari kendisine duyurmadilar. Kendisi de
Resulullah'in soguk davranisina bir mana veremedi. Bir gün Mistah'in
annesi durumu kendisine açinca derin bir üzüntüye kapildi ve günlerce
gözyasi döktü (Müslim, Tevbe, 56). Bu arada Resulullah (s.a.s)
kendisine durumla ilgili sorular sordu. Hz. Âîse ise, halini Allah'a
havale ettigini bildirerek karsilik verdi.

Olayi duyan Safvan büyük bir öfkeye kapilarak kilicini aldi ve öldürmek
kastiyla Hassan'a saldirdi ve onu yaraladi. Bu Resulullah (s.a.s)'e
haber verilince Safvan'in tutuklanmasini emretti. Aslinda Safvan kadina
ilgi duymayan, erkeklik gücü yok (hasûr) birisi idi. Bunu kendisi de
açikça ifade etmistir (Ibn HIsam a.g.e, s. 306, Müslim, Tevbe, 57).

Resulullah (s.a.s) durumu bir de Ashaptan bazilariyla görüstü.
Bunlardan Hz. Osman, Üsâme b. Zeyd, Zeyneb binti Cahs, Ümmü Eymen hep
Hz. Âise'nin tertemiz olduguna sahitlik ettiler. Hz. Ömer, Hz. Âîse'nin
nikâhinin Allah tarafindan kiyildigini hatirlatarak, Allah'in temiz
olmayan bir kadinla onu nikahlamayacagini söyledi. Yalniz Hz. Ali lehte
olmayan bir konusma yapti ve Resulullah için kadinin çok oldugunu
belirtti. Bir de Hz. Âîse'nin hizmetçisinin sorguya çekIlmesini teklif
etti. Hatta dogru söylemesini saglamak için onu tokatladi. Berire ise,
hanimi hakkinda iyilikten baska bir sey bIlmedigini belirtti. Bunun
üzerine Resulullah (s.a.s) durumu bir de Ashab'a bildirmek üzere
minbere çikti ve bu konuda onlarin yardimini Istedi. Ensardan Sa'd b.
Muaz:

"Ey Allah'in Resulu, sana ben yardim edecegim. Iftiraci Evs
kabilesinden ise, ben onun boynunu vururum. Eger Hazrecli
kardeslerimizden ise, bize emredersin, emrini yerine getiririz" deyince
Hazreclilerden Sa'd b. Ubade buna karsi çikti. Karsilikla atismalar
neticesinde çikan anlasmazligi Resulullah (s.a.s) yatistirdi.

Resulullah (s.a.s) büyük üzüntüyle oradan, babasi Ebû Bekir'in evinde
bulunan Hz. Âîse'nin yanina gittiginde, Allah onun temizligini su
ayetlerle Resulune bildirdi:

"O Iftira haberini getirenler, sizlerden bir zümredir. Onu siz kendiniz
için bir ser sanmayiniz. Belki o, sizin için bir hayirdir. Onlardan
herkese kazandigi günah vardir. Günahin büyügünü yüklenen kimseye de
büyük bir azap vardir. Ne olurdu o Iftirayi isittiginiz zaman, erkek ve
kadin müminler, kendi nefIsleri ne kiyas ederek hüsnü zan etselerdi de;
bu açik bir Iftiradir deselerdi!

O Iftiracilar buna dört sahit getirselerdi ya! Sahitleri getiremeyince
de onlar, Allah katinda muhakkak yalancidirlar. Eger dünyada ve
ahirette Allah'in fazl ve rahmeti üzerinizde bulunmasaydi, içine
daldiginiz o ifiradan dolayi, sizi her halde büyük bir azap çarpardi.
Ortaya atildigi zanlari siz, o Iftirayi dillerinizle birbirinize
yetistiriyordunuz. Hiçbir bilginiz olmayan seyi agizlarinizla
söyleyiveriyor ve bunu kolay saniyordunuz. Halbuki bu, Allah katinda
büyük bir vebal idi."

"Ne olurdu, onu isittiginiz zaman: "Bunu söylemek bize yakismaz!
SübhanAllah! Bu büyük bir bühtandir" deseydiniz ya!...." (en - Nûr,
24/11-20).

Bu ayetlerin inisi basta Resulullah (s.a.s) olmak üzere bütün müminleri
sevindirdi. Ama Iftira yapanlarin ve yayanlarin cezasi da verIlmeliydi.
Cenabi Hak bunun üzerine su Iki ayeti indirdi:

"Namuslu ve hür kadinlara (zina isnadiyla) Iftira atan, sonra da
(bununla ilgili olarak) dört sahit getirmeyen kimselerin (her birine)
seksen degnek vurun. Onlarin ebedî sahitliklerini kabul etmeyin. Onlar
fâsiklarin ta kendileridir. Ancak (bu hareketlerine) tövbe edip
durumlarini islah edenler müstesnâdir. Çünkü Allah çok yarligayici, çok
esirgeyicidir" (en-Nûr, 24/4-5).

Ayetlerde, zina Iftirasi atanlar için üç ayri hüküm konulmustur:

1- Iftiraciya seksen sopa vurulacak

2- Sahitligi ebediyyen kabul edIlmeyecek

3- Allah'in taatindan çiktigi için fâsiklikla vasiflandirilacak.

Iftira eden, pisman olur, tövbe ederse fâsiklik vasfini üzerinden
kaldirmis olur (M. Ali es-Sabûnî, Kur'an-i Kerîm'in Ahkâm Tefsîri, II,
107).

Bu ayetlerin inmesi üzerine Resulullah (s.a.s) Hassan, Hamne ve
Mistah'a zina Iftirasi cezasi olarak seksener degnek vurdurdu. Abdullah
b. Übeyye'ye bu ceza tatbik edIlmedi (Muhammed Rida, Muhammed (s.a.s),
Misir 1357/1938, s. 303).

Hz. Ebû Bekir kizina yapilan Iftiraya karistigi için Mistah'a vermekte
oldugu yardimi kesmisti. Iftira cezasi tatbik edildikten sonra Cenabi
Hak:

"Sizden (dinde) fazilet ve (dünyada) servet sahibi olanlar,
akrabalarina, yoksullara, Allah yolunda hicret edenlere vermelerinde
kusur etmesin. Allah'in sizi yarligamasini sevmez misiniz? Allah çok
yarligayici, çok esirgeyicidir" (En-Nur, 24/22) ayetini indirdi. Bunun
üzerine Hz. Ebû Bekir:

"VAllahi ben, Allah'in beni yarligamasini elbette arzu ederim. VAllahi
ben, artik bunu ondan hiç bir zaman kesmem" dedi ve Mistah'a vermekte
oldugu nafakayi vermeye tekrar devam etti (Buharî, Megazî, 34;
Tefsîru'l-Kur'ân, 6; Müslim, Tevbe, 56).

Iftira, içi baska disi baska olan Iki yüzlü münâfiklarin metodudur.
Iftiradan sakinmak, Iftiraya ugrayan mazlumlara arka çikmak, zalim ve
Iftiracilari yalanlamak gerekir.

Ismail KAYA
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




IFK OLAYI Empty
MesajKonu: Geri: IFK OLAYI   IFK OLAYI I_icon_minitime30.09.08 6:10

IFK OLAYI Pempe1ff5mx
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
IFK OLAYI
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
sitem :: İslamiyet :: İslami Bilgiler :: Peygamberimiz (s.a.v.)-
Buraya geçin: