Peygamberinizin Ahlaki
Peygamberimiz
Hz. Muhammed (s.a.v)
ALEMLERE RAHMET ...
MÜ’MİNLERE ÖRNEK ...
’’Biz seni tüm alemlere rahmet olarak
gönderdik.’’ (Enbiya-107)
"Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'ın âyetlerini
okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini
temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir
Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir
lütufta bulunmuştur... (Âl-i İmrân, 164)
"Andolsun ki, Allah'ın
elçisinde sizin için,
Allah'a ve ahiret gününe
kavuşmaya inanan ve
Allah'ı çok anan kimseler
için en güzel bir örnek
vardır." (Ahzab - 21)
"Dedi ki; `Eğer babalarınızı, evlâtlarınızı,
kardeşlerinizi, eşlerinizi, hısım akrabalârınızı,
kazandığınız malları, bozulmasından korktuğunuz
ticareti ve hoşunuza giden evleri, konakları
Allah'tan, Peygamber'den ve Allah yolunda
cihad etmekten daha çok seviyorsanız,
Allah emrini, gerçekleştirinceye,
yapacağını yapıncaya kadar
bekleyiniz..."tevbe 24
Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin.
Kalem süresi 4
De ki;
‘’Eğer Allah'ı seviyorsanız bana
uyunuz ki,
Allah da sizi sevsin ve
günahlarınızı bağışlasın.
Hiç kuşkusuz
Allah bağışlayıcı ve esirgeyicidir.‘’
(Al-i İmran- 31)
Müdessir suresi
• Ey bürünüp sarınan (Resulüm)!
• Kalk, ve (insanları) uyar.
• Sadece Rabbini büyük tanı.
• Elbiseni tertemiz tut.
• Kötü şeyleri terket.
• Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma.
• Rabbinin rızasına ermek için sabret.
Peygamberimizin Ahlakı
• Rasulullah (SAV) güleryüzlü, tatlı sözlüydü
• Selamlaşmaya çok önem verir daima ilk selam veren o olurdu
• Böş ve luzumsuz konuşmazdı
• Sözünde mutlaka dururdu
• Eli açıktı, cömertliği deryadan farksızdı
• İnsanların faydası için kendi rahatını terk ederdi
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
’’Ey mü’min! Sen de şu dört şey bulunursa dünyada
kaybettiğin (elde edemediğin) şeylere üzülme: ,
• Doğruluk ve sadakat,
• Emanetlere riayet,
• Güzel huy ve yüksek ahlak
• Meşru çalışıp helalden kazanmak
(Terğip ve Terhib)
Peygamberimizin Sabrı
Tirmizi,İbni Mace, İbni Hibban, Sad b. Ebi Vakkas’ın
(r.a) şöyle dediği rivayrt etmişlerdir:
’’ Ey Allah’ın rasulü, insanlardan en şiddetli belaya
(imtihana) düçar kalanlar kimlerdir diye sorduğumuzda,
şöyle buyurdular. Peygamberleri, sonra (insanların) en iyi
olanları ve sonra da iyiler, kişi dini nisbetinde imtihan
olunur. Eğer dini kuvvetli ise imtihanı şiddetli olur, eğer
dininde zayıflık varsa imtihanı da o nisbette olur. Kişi
yeryüzünde günahlardan arınmış bir vaziyette
yürüyünceye dek belalar onu bırakmaz.
(İslam Davetçilerine/Prof. Dr. Abdullah Nasıh UlvanSh.192)
PEYGAMBERİMİZ (SAV) İNSANLARDAN HİÇBİR KARŞILIK BEKLEMEDEN SADECE ALLAH'IN HOŞNUTLUĞUNU ARAMIŞTIR
Peygamber Efendimiz, sadece Allah'ın hoşnutluğunu
aramış, hiçbir çıkar veya dünyevi bir kazanç düşünmeden,
hayatı boyunca Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini
kazanmak için çaba göstermiştir.
De ki: "Ben, buna karşı sizden bir ücret istemiyorum
ve (kendiliğinden) bir yükümlülük getirenlerden de
değilim." (Sad Suresi, 86)
De ki: "Ben sizden bir ücret istemişsem, artık o sizin olsun.
Benim ecrim (ücretim), yalnızca Allah'a aittir. O, herşeye şahid
olandır." (Sebe Suresi, 47)
PEYGAMBERİMİZ (SAV) MÜMİNLERE ÇOK DÜŞKÜN VE ŞEFKATLİYDİ
Peygamber Efendimiz çok içli, şefkatli, anlayışlı, sevgi dolu
bir insandı. Dostlarının, yakınlarının, kendisine tabi olan
tüm müminlerin maddi ve manevi her türlü sorunu
ile ilgilenir, sağlıkları, güvenlikleri, neşeleri için
tüm tedbirleri alır, onlara koruyucu kanatlarını
gerer, imanlarını ve takvalarını sürekli takviye
ederek ahiret hayatlarını düşünürdü.
Peygamberimiz (sav)'in bu tüm insanlığa örnek
olan güzel özellikleri ayetlerde şöyle
bildirilmektedir:
PEYGAMBERİMİZ (SAV) MÜMİNLERLE İSTİŞARE EDERDİ
Peygamberimiz (sav) Allah'ın emrine uyarak,
müminlerle istişare eder, onların fikirlerini alırdı. Bu
konunun emredildiği ayet şöyledir:
… Öyleyse onları bağışla, onlar için
bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla
müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.
(Al-i İmran Suresi, 159)
Peygamberimiz (sav), müminlerin de fikirlerini aldıktan sonra, kararını verir
ve sonucu için Allah'a tevekkül ederdi. Unutulmaması gereken çok önemli bir
gerçek, alınan kararların hepsinin Allah katında önceden belli olduğudur.
Allah kaderde her kararı, her kararın sonucunu belirlemiştir. Bir konu
hakkındaki istişare ve sonra konuyu bir hükme veya sonuca bağlamak ise
müminler için bir ibadettir. Peygamberimiz (sav) bu gerçeği bilerek,
müminlere danışmış, kararını vermiş ancak kararın sonucu için Allah'a
güvenerek, Allah'ın en hayırlı sonucu yaratacağını bilmiştir.
İstişare etmek müminler için de güzel ve hayırlı sonuçlar getirebilecek bir
tavırdır. Herşeyden önce, istişare eden kişi tevazulu davranarak güzel ahlak
göstermektedir. Örneğin Peygamberimiz (sav) ümmetinin içinde en fazla
akla sahip, en basiretli ve en ferasetli olan kişidir. Buna rağmen
çevresindekilere danışması, onların fikirlerini öğrenmesi, onların bir konuya
getirecekleri çözümlerin neler olacağını sorması, onun ne kadar alçakgönüllü
bir insan olduğunun göstergesidir.
PEYGAMBERİMİZ (SAV) GÜLER YÜZLÜYDÜ VE
GÜLER YÜZLÜ OLMAYI TAVSİYE EDERDİ:
Peygamber Efendimiz, üzerindeki ağır
sorumluluğa ve karşılaştığı türlü zorluklara
rağmen, son derece tevekküllü, teslimiyetli ve
huzurlu bir insandı. Hayatının her anında imanın
neşesi ve şevki içindeydi. Hem bu imani neşesi,
hem de güzel ahlakı nedeniyle daima güler yüzlü
ve candan bir tavrı vardı. Sahabeler,
Peygamberimiz (sav)'in bu halini şöyle
anlatmaktadırlar:
• Hz. Ali (ra): "Onun güler yüzlü oluşu ve herkese nazik davranışı
adeta onu halka bir baba yapmıştı. Herkes onun katında ve nazarında
eşit idi.“
• Allah Resulü daima güler yüzlü, yumuşak huylu idi...
• "Allah Resulü... halkın en çok gülümseyeni ve en neşelisi idi.”
• Peygamberimiz (sav) ashabına da güler yüzlü olmalarını tavsiye etmiş ve şöyle demiştir:
• "Sizler insanları mallarınızla memnun edemezsiniz, onları güzel yüz ve güzel huyla hoşnut edersiniz.“
• "Allah Teala kolaylık gösteren ve güler yüzlü kişiyi sever.“
PEYGAMBERİMİZ (SAV) SAHABELERİNE ŞAKALAR
YAPAR, ONLARLA BİRLİKTE GÜLERDİ
Sahabelerin aktardıkları olaylardan anlaşıldığı gibi, Peygamber
Efendimiz hem ailesi hem de sahabeleri ile sık sık şakalaşır, onların
yaptıkları esprilere güler ve onlara güzel isimler veya lakaplar
takardı. Peygamberimiz (sav)'in şakalar konusunda ashabına verdiği
tavsiyeler şöyle özetlenebilir:
- "Ben şaka yaparım ama sadece doğru olanı söylerim“
- "Bir Müslümanın kardeşini korkutması helal değildir“
- "Kardeşinle münakaşa etme, alaya alarak onunla şakalaşma.“
- "Başkalarını güldürmek için yalan söyleyene yazıklar olsun.“
- "Kul, şaka da olsa yalan söylemeyi, doğru da olsa münakaşa etmeyi bırakmadıkça iyi bir mümin olamaz.“
- "Şaka da olsa yalan söylemeyin."
PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SEVGİ KONUSUNDAKİ TAVSİYELERİ
Peygamber Efendimizin özellikle üzerinde
durduğu en önemli konulardan biri, müminlerin
birbirlerini hiçbir çıkar gözetmeden, içten bir
sevgi ile sevmeleri ve birbirlerine karşı kin,
öfke ve kıskançlık gibi kötü hisler
beslememeleriydi. Peygamberimiz (sav) hem bu
konuda müminlere en güzel örnek olmuş, hem
de onlara sık sık bu konularda tavsiyelerde
bulunmuştur.
Allah bu konu hakkında Kuran'da şöyle buyurmaktadır:
İşte Allah, iman edip salih amellerde
bulunan kullarına böyle müjde
vermektedir. De ki: "Ben buna karşı
yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir
ücret istemiyorum." Kim bir iyilik
kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız.
Gerçekten Allah, bağışlayandır,
şükredene karşılığını verendir. (Şura Suresi,23)
"Ziyaretleşin, hediyeleşin. Çünkü ziyaret sevgiyi perçinler, hediye de
kalpteki kötü duyguları söker atar."178
"Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin
sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi
arkasından çekiştirmesin. Allah'ın kulları kardeşler olunuz."179
"Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı: Haset ve kin. Kin beslemek
kökten kazıyan şeydir. Allah'a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete
giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Size birbirinizi
seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın."180
176- Buhari ve Müslim; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din,
3. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s.
177- Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s.239
178- Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s.239
179- Buhari ve Müslim; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din,
3. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998,
180- Tirmizi; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 3. cilt,
Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 425
"Yatağına girdiğin zaman, namaz için olduğu gibi
abdest al, sonra sağ tarafına uzan ve şöyle de:
‘Allah'ım, kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana
döndürdüm. İşimi sana teslim ettim. Sırtımı sana
dayadım, seni saydığım için. Senden başka sığınacak
yer yoktur. İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin
peygamberlerine iman ettim.’ Bunu der de o gece
Ölürsen, müslüman olarak ölürsün. Son sözün bunlar
olsun." (Buharı, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
Hz. Âişe (r.anha) validemiz şöyle anlatmıştır:
"Hz. Peygamber (sav) yatağına girdiği zaman, ‘muavvizeteyn'i (Felak ve
Nas Sureleri) ve Kul hüvallahu ahad'ı (İhlas Suresi) okur ellerine
üfleyip, ellerini yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu üç kere
tekrar ederdi. Hastalandığı zaman aynı şeyi kendisine
yapmamı emrederdi. " (Buharı, Müslim, İmam Malik, Tirmizi)
Teheccüd namazı, Hz.
Peygamber (sav)'e vacip olduğu için hiç terk etmemiştir. Bu ibadet ve
zikirleri yaparken ümmetine de yapmalarını tavsiye etmiştir.
Peygamber Çizgisinde Kadınlar
Sevgili peygamberimizin eşleri
Hz. Aişe (r.a)’dan şöyle rivayet edilmiştir:
Din hususunda Zeynep’den daha hayırlı bir kadın
görmedim. Allah’tan onun kadar korkan, onun kadar
doğru söyleyen, onun kadar sılayı rahimi yapan, ondan
çok sadaka veren, verdiği sadaka nefsini onun kadar
horlayıp, o amelle Allah tealaya yakınlık gösteren yoktu.
(Müslim)
Hafız İbni Hacer: Hakim Müstedrek’inde Mankib’de Aişe
(r.a) şöyle söylediğini rivayet etti:
’’... Zeynep (r.a.) el sanatlarında çok maharetli bir
kadındı. Deri tabaklıyor ve onu dikip Allah yolunda
harciyordu.’’
Allah ve melekleri, Peygamber’e çok salevat getirirler. Ey müminler!
Siz de ona salevat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin. (Ahzab
– 56)