Sehiv Secdesi
SEHİV
SECDESİLugatta sehv, birşeyi unutmak, ondan gafil olmak demektir. Fakat buradaki
sehiv'den maksat, namaz kılan kişinin kasden veya
unutarak namazında eksiklik yapmasıdır. Bu durumda sehiv secdesi yapılması
ge­rekir. Sehiv secdesi namazın sonunda yapılır. Amacı ise, namazda yapılan bir
eksikliği telafi etmektir.
Sehiv Secdesinin
HükmüSehiv secdesi, daha sonra bahsedeceğimiz sebeplerden
birinin mey­dana gelmesiyle sünnet olur. Eğer kişi bu sebepler meydana geldiği
halde sehiv secdesi yapmazsa namaz bozulmaz. Çünkü sehiv secdesi vacib değildir ve herhangibir
vacibin ihmalinden ötürü de meşru kılınmamıştır. Bu husus ileride tekrar
gelecektir.
Sehiv secdesinin meşruiyetinin delili, Ebu Hüreyre'nin şu rivayetidir:
"Hz. Peygamber bize öğle veya ikindi namazını
kıldırırken iki rekâtta se­lâm verdi. Zulyedeyn isimli
sahabî 'Ey Allah'ın Rasûlü!
Namaz mı kısaldı yoksa sen mi unuttun?' dedi. Hz.
Peygamber cemaate 'Zuiyedeyn'in söy­lediği doğru mu?'
diye sordu. Sahabîler 'Evet' deyince, Hz. Peygamber kalktı, iki rekât daha kıldı. Sonunda da iki
secde yaptı".
[1]Sehiv secdesinin diğer delilleri ileride
gelecektir.
Sehiv Secdesinin
Sebepleri1. Namaz kılan
kişi, namazın eb'azlarından birini terkederse -birinci teşehhüd veya
kunut duası gibi- sehiv secdesi yapması
gerekir.
Abdullah b. Buhayne şöyle
rivayet ediyor: 'Hz. Peygamber öğle na­mazını
kıldırırken birinci oturuşu yapması gerekirken üçüncü rekâta kalktı. Namazını
tamamladığı zaman oturduğu halde, selâm vermeden önce herbir secdede tekbir alarak unuttuğu oturma yerine iki
secde yaptı'.
[2]Büyük Şafii Fıkhı
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
İçinizden biri ikinci rekâta oturmadan kalkar, tam ayağa
kalkmadan oturmadığını hatırlarsa hemen otursun. Fakat tam ayağa kalkrnişsa oturmasın, sehiv için iki secde yapsın.
[3]2. Kılınan
namazın rekâtlarında şüphe edilirse sehiv secdesi gerekir.
Şüphe edildiğinde rekât sayısının en azına itibar
edilir. Geri kalan re­kâtlar tamamlandıktan sonra sehiv secdesi yapılır. Bu,
fazla kılınan rekât­ları telafi etmek içindir. Eğer öğle namazının üç rekât mı,
dört rekât mı kılındığında şüphe edilirse ve henüz namaz da devam ediyorsa,
namaz üç rekât kabul edilip bir rekât daha kılındıktan sonra sehiv secdesi
yapılmalıdır. Bu, namazın beş rekât kılınması ihtimaline karşı
yapılır.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Biriniz namazında şek edip de üç mü, yoksa dört mü
kıldığını bile­mezse şüpheyi atsın ve namazı yakînen
bildiği aded üzerine tamam­lasın. Sonra selâm vermeden
önce iki secde yapsın. Eğer beş rekât kılmışsa bu iki secde onun namazını altı
rekât yapar ve eğer dört re­kâtı tamamlayıcı olarak kildıysa, bu iki secde şeytanın burnunu yere sürtmek (onu
zelil etmek) için olur.
[4]Eğer namaz bittikten sonra şüphe edilirse, bu şüphe,
namazın sıhhatine zarar vermez. Ancak niyette veya tahrim tekbirinde şüphe edi­lirse namaz
bozulur.
İmam'a uyarak namaz kılan bir kimse yanılırsa -birinci
teşehhüd'ü okumayı unutmak gibi- imam'ın tam kılması,
imam'a uyan kimsenin ha­tasını kapatarak onun yerine geçer. İmam selâm verdikten
sonra da o kişinin sehiv secdesi yapması gerekmez. Bunun delili, Hz. Peygamber'in imam zamin'dir'1
sözüdür.
3. Kasden yapıldığında
namazı bozan birşeyi, unutarak
yapmak.
Meselâ birkaç kelime konuştuğu veya sehven bir rekât
fazla kıldığı zaman, kişi bunu namaz bitmeden hatırlarsa sehiv secdesi
yapar.
4. Rükün ve farz olan namaz fiillerinden biri
veya bir sûre yerinden başka bir yere nakledilirse sehiv secdesi yapmak sünnet
olur.
Meselâ teşehhüd yerine Fatiha
okunursa veya rükû'da kunut oku­nursa veya Fatiha'dan
sonra okunması sünnet olan sûre, rükû'dan sonra itidâl'de okunursa sehiv secdesi
yapmak sünnettir.
Sehiv
Secdesinin Şekli ve YeriSehiv secdesi, namaz secdeleri gibi iki secdedir. Sehiv
secdesi na­mazın sonunda, selâmdan önce niyet edilerek yapılır. Eğer namaz kılan
kişi sehiv secdesi yapmadan önce sehven selâm verirse ve aradan uzun. bir zaman
geçtikten sonra sehiv secdesi yapmadığını hatırlarsa
artık sehiv secdesi yapılmaz. Eğer aradan kısa bir zaman geçmişse hemen sehiv
secdesi yapılabilir.
[1] Buharî/1169
[2] Buharî/1166; Müslim/570.
(Diğer bir rivayette 'Hz. Peygamber namazların birinde
bize iki rekât kıldırdı' şeklindedir).
[3] İbn Mâce/1208; Ebu Dâvud/1036 ve başka muhaddisler,
(Muğire b. Şûbe'den)
[4] Müslim/571, (Ebu Said el-HudrTden)