sitem
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

sitem

sitem
 
Latest imagesAnasayfaGiriş yapKayıt Ol

 

 Günün Beş Vaktine Güzelleme...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Günün Beş Vaktine Güzelleme... Empty
MesajKonu: Günün Beş Vaktine Güzelleme...   Günün Beş Vaktine Güzelleme... I_icon_minitime20.09.10 19:57

Günün Beş Vaktine Güzelleme...
Günün Beş Vaktine Güzelleme... 10317_85704139979_49578649979_580542_1009207_n


'Sabah...''
Bir gül tazeliğinde selamlamak üzere gün seni.. Kalbine binlerce şafak dokunuyor gün ışığının değdiği yerde. Bir müjde dökülüyor sokakların çehresine. Bir taze nefes olup içiyorsun yeni âlemi de.. Bir yeni bakış olup çerçeveliyorsun kaldırımları gürültüleri bile.
Sözüyle bütün sabahları müjde eyleyen kutlu elçi'nin dudağına değen sözler dudağını bekliyor şimdi. Göğün ve yerin nuruna elçilik eden o aydınlık yüz'ün yöneldiği kıble dönüyor yüzüne. O ebedî tebessümün hep yeniden hep yeniden doğduğu an öpüyor alnını şimdi.
Sana senden de yakın olanın seni senin seni sevmenden de önce sevenin sonsuz ve sessiz yakınlığı değsin alnına.
Şimdi sabah namazı vakti...

''Öğle...''
Bin telaşın yamaçlarında savruluyor saçların. Koşturmaların ortasında serin bir rüzgârı özlercesine kıvranıyor kalbin. Vaktin zirvesinde uykuların en talihsizi yakışıyor yakana. Yoğun işlerin gereksiz önceliklerin ertelenmiş düşlerin sonrasında yakınlıkların en güzelini özlüyor sılasına uçmak istiyor ruhun.
Gelişiyle "ateşlerin söndüren" o Elçi'nin bin umutla koştuğu sonsuz tebessümle sığındığı o kapının eşiğindesin şimdi. Varlığıyla sağır duvarları yıkan bakışıyla küskünlükleri deviren duruşuyla uzaklıkları eriten o kutlu elçi'nin durduğu yerde bekleniyorsun şimdi.
Ana şefkatinden öte bir şefkatle üzerine titreyen kederlerinin hepsini kalbinden silip süpüren korkularının cümlesini sessizliğiyle susturan o elçi'nin durduğu yerde durasın durulasın şimdi.
Şimdi öğle namazı vakti.

''İkindi...''
Gölgelerin uzuyor; hatıraların soluyor güzlerin hepsi alnında birikiyor. Eriyor vakit kayıp gidiyor avuçların bile avuçlarından. Tenin çekiliyor dünyanın kıyılarından. Ayaklarını sıkı sıkıya bastığın toprak seni de çekiyor isimsiz kalmış unutulmuş taşların altına. Beli bükülüyor mutlulukların. Sesi kısılıyor hesapsız sevinçlerin... Dudağı kuruyor sahte ümitlerin...
Asr'ı saadet eyleyenin elinden kanatlanıyor ümit kuşları. Vakti sonsuzluğun avuçlarına akıtan elçi'nin gözlerinden uçuyor hüznün baygın kelebekleri. Dünyayı ebediyetin tarlası eyleyip terk edilmiş tohumları uyandıran elçi'nin yüzünden geçiyor sevinçli maviler.
Yüzünü sonsuz aynalara hazırlayan sözünü sonsuz mutlulukların vadisine akıtan gözünü bitmez huzurların pencere önüne taşıyan O Elçi'nin eğildiği yere eğil şimdi.
Rükûlarca doğrultasın ümitlerini secdelerde bulasın yitirdiklerini.
Şimdi ikindi namazı vakti.

''Akşam...''
Alaca vakitlerin hoyratça tırmaladığı loş kentlerde bir yalnızsın. Yumuşacık yastıkların bencilliği beslediği sağır vakitlerde bir çaresizsin. Silahların konuştuğu hasetlerin kol gezdiği kibirlerin boy verdiği amansız kuyuları itilmiş bir yetimsin. Elinden tutan yok güneşin bile... Başını kurtaramıyorsun her akşam göğü kana bürüyen yıldızları karanlığa bulayan akşamların aldırışsız geçişinden. Geri gelmiyor gün. Bir dahası yok yaşamanın.
Akşamın kızılca kıyametini avuçlarında gül kızılı bir dua eyleyen Kutlu Elçi'nin müjdesi duyuluyor dinle... Çürüyüp giden vakit nefes nefes solan hayatın özünü damıtmaya çağrılıyorsun seccadeye.
Elinden tutamadığın ellerini sonsuzluğa bağla şimdi kıyamda. Tükeniş rüzgârlarından uzak tutamadığın saçlarını ahrete uzat şimdi rükularda. Bir türlü vefalı aynalara tutamadığın yüzünü sonsuzluğa akıt şimdi secdelerde.
Şimdi Akşam Namazı vakti..

''Yatsı...''
Gecenin koynuna yuvarlandı dünya. Yakası çözüldü tutkuların hırsların. Ayağına yıldızlar dolandı sığ telaşların. Gözler yeni avuntular arıyor renkli kuyularda. Bir göz kapağının ardına savruluyor kimlikler benlikler bencillikler. Eşitleniyor âlem. Yetimin uykusunda bir rüyâ saltanatı uyanıyor. Zalimin uykusunda bin cehennem alev alıyor.
Günleri yüzsüzleştiren aydınlıkları terk eden kalpleri sahteleştiren bencilliklerde sırtını dönen varlığı çirkinleştiren cimriliklerden yüz çeviren rahmet yağmurunun altında ıslanıyorsun şimdi. Yalnızlığını insanı alaka'dan ve ilgiden yaratan Rabbiyle sonsuz komşuluğa çeviren kutlu elçi'nin yolunu adımlıyorsun şimdi. Yüzünü çevirdiğin kıblede vuslat müjdesi. Sözlerin eylediğin ayetlerde sonsuzluk nefesi... Bedenini yoğurduğun namazda bekliyor seni "kerimlerin en keremi" Rabbin...
Yokluğa meydan "oku"maya dönüştür şimdi namazını. Bencilliğe karşı durmak için eğ şimdi bedenini. Kibirlenmeyi aşağılamak için in şimdiyi secdeye..
Şimdi Yatsı Namazı Vakti.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Günün Beş Vaktine Güzelleme...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
sitem :: İslamiyet :: İslami Bilgiler :: Genel Bilgiler-
Buraya geçin: