sitem sitem |
|
| Hz.Mevlana'nın Hayatından Dersler | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
sitem
| Konu: Hz.Mevlana'nın Hayatından Dersler 14.09.10 20:18 | |
| Konunun ilk mesajı :
Şemseddîn Attâr anlatır: Mevlânâ bir gün câmide vâz ederken, mevzû; Hızır ile Mûsâ aleyhimesselâmın kıssasına gelmişti. Bu kıssayı, öyle fesâhat ve belâgat ile anlatıyordu ki, herkes nefesini kesip, can kulağı ile dinliyordu. Benim yanımda bir şahıs başını önüne eğmiş bir şeyler mırıldanıyordu. Kulak verdim, dediklerini anladım. "Sanki yanımızda idin, sanki üçüncümüz sen idin." diyordu. Bunun Hızır olduğunu anladım. Yanına sokuldum. "Anladım. Sen Hızır'sın, ne olur, bana ihsân eyle!" dedim. Cevâben; "Burada hazret-i Mevlânâ varken, benim sana ihsânda bulunmam deniz yanında teyemmüm gibi olur. Senin bütün müşkillerini o halleder." dedi ve gözümden kayboldu. Ben bu hâli Mevlânâ hazretlerine anlatmak için yanına gittiğimde, ben daha söze başlamadan; "Ey Attâr! Hızır aleyhisselâmın sözleri doğrudur." diyerek benim sözümü kesti. | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
sitem
| Konu: Geri: Hz.Mevlana'nın Hayatından Dersler 14.09.10 20:57 | |
| Mevlânâ hasta döşeğinde yatmakta iken yedi gece çok şiddetli derecede zelzele oldu. Birçok evler ve bağların duvarları yıkıldı. Herkes bu durumdan korkup feryâd etmeye başladı. Bu sırada Mevlânâ hazretleri; "Evet zavallı toprak yağlı bir lokma istiyor. Bunu vermek lâzım." buyurdu ve sonra da; "Ben size, gizlide ve açıkta Allahü teâlâdan korkmayı, az yemeyi, az uyumayı, az söylemeyi, günahlardan çekinmeyi, oruca, namaza devâm etmeyi, dâimâ şehvetten kaçmayı, halkın eziyetine ve cefâsına dayanmayı, aşağı ve sefih kimselerle düşüp kalkmaktan uzak durmayı, kerîm olan sâlih kimselerle berâber olmayı vasiyet ederim. Çünkü insanların hayırlısı, insanlara faydası dokunandır. Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır. Hamd, yalnız Allahü teâlâya mahsustur." buyurdu. | |
| | | sitem
| Konu: Geri: Hz.Mevlana'nın Hayatından Dersler 14.09.10 20:57 | |
| Mevlânâ bir ara talebelerinin önde gelenlerinden Sirâceddîn'i yanına çağırdı ve ona bir duâ öğretti. Bunu hoş ve sıkıntılı zamanlarda okumasını tenbih etti: "Yâ Rabbî! Beni sana ulaştırmaya vesîle olan Mevlânâ'ya hasret çekiyorum. Sana vesîle olan sağlığı, sıhhati seni bol bol tesbîh etmek, anmak için istiyorum. Yâ Rabbî! Bana, ne senin zikrini unutturacak, sana olan şevkimi söndürecek, seni tesbih ederken duyduğum lezzeti kesecek bir hastalık, ne de beni azdıracak, şer ve kötülüğümü arttıracak bir sıhhat ver. Ey merhamet edenlerin en merhametlisi, merhametinle bu duâmı kabûl et." | |
| | | sitem
| Konu: Geri: Hz.Mevlana'nın Hayatından Dersler 14.09.10 22:04 | |
| Mevlânâ hazretlerinin hastalığında, yanına hocası Sadreddîn-i Konevî ve şehrin ileri gelen âlimleri geldiler. Ziyâret esnâsında Mevlânâ'ya; "Allah âcil şifâlar versin. İnşâallah en kısa zamanda sıhhat bulursunuz? Zîrâ siz, âlemin rûhusunuz, âlem sizinle hayat bulur." dediler. Mevlânâ onlara; "Bundan sonra cenâb-ı Hak, size şifâlar, sıhhat ve âfiyetler ihsân eylesin. Artık bizim işimiz bitmiştir. Rabbimle aramızda, kıldan yapılmış bir gömlek kaldı. Kısa zamanda o gömleği de çıkarıp nûru nûra ulaştırırlar. Artık bana duâ ediniz." buyurdu. | |
| | | sitem
| Konu: Geri: Hz.Mevlana'nın Hayatından Dersler 14.09.10 22:05 | |
| Mevlânâ hazretlerinin vefâtı sırasında medresede bulunan bir kedi feryâd etmeye başladı. Bunu hasta yatağında işiten Mevlânâ; "Bu kedicik niçin feryâd ediyor biliyor musunuz?" Orada bulunan dostları ve talebeleri; "Siz bilirsiniz efendim." dediklerinde; "Bu günlerde siz, hakîkî âleme, asıl vatana göç edeceksiniz. Biz çâresizleri yetim bırakacaksınız... Bizim hâlimiz ne olacak?.. diyor." buyurdu. | |
| | | sitem
| Konu: Geri: Hz.Mevlana'nın Hayatından Dersler 14.09.10 22:05 | |
| Dostları, talebeleri; "Efendim! Zât-ı âlinizden sonra kime tâbi olalım. Yerinize kimi bırakacaksınız?" diye sordular. Mevlânâ de; "Hüsâmeddîn Çelebi'ye tâbi olunuz. Onu yerime vekil bırakıyorum." buyurdu. Oradakiler bu suâli üç defâ sordular. Üçünde de aynı cevâbı aldılar. "Cenâze namazınızı kim kıldırsın?" diye sordular. Ona da; "Hocam Sadreddîn Konevî kıldırsın." buyurdular. | |
| | | sitem
| Konu: Geri: Hz.Mevlana'nın Hayatından Dersler 14.09.10 22:05 | |
| Hüsâmeddîn Çelebi anlatır: "Mevlânâ hazretlerinin son günüydü. Fevkalâde yiğit bir delikanlının, hocam Mevlânâ'nın bulunduğu yerde belirdiğini gördüm. Mevlânâ, kalkıp bu delikanlıyı karşılayarak, bana; "Döşeği kaldırın." buyurdu. Ben hayret ettim. Çünkü hocam hasta idi. O delikanlının yanına varıp; "Siz kimsiniz ki, hocam hasta yatağından kalkarak sizi karşıladı?" diye sordum. O da; "Ben Azrâil'im. Rabbimizin emrini yerine getirmek, Mevlânâ'yı öbür âleme dâvet etmek için geldim." dedi. Mevlânâ da; "Rabbimiz, beni kendi hazretine dâvet ediyor. Artık gitmek zamânıdır. Yâ Azrâil! Çabuk ol! Beni Rabbime çabuk kavuştur!" deyip Kelime-i şehâdet getirdi. Cemâziyelâhirin beşine rastlayan Pazar günü ikindi vaktinde fânî hayâta gözlerini yumdu." | |
| | | sitem
| Konu: Geri: Hz.Mevlana'nın Hayatından Dersler 14.09.10 22:05 | |
| Mevlânâ vefât edince, İmâm-ı İhtiyârüddîn gasl eyleyip yıkadı. Gasl ânında gördüklerini şöyle anlattı: "Mevlânâ'nın mübârek cesedini yıkamaya başlayınca, üzerime öyle bir ayrılık acısı çöktü ki ağlamaktan kendimi alamadım. Yıkamak şöyle dursun, zerre kadar hareket etmeye kâdir olamadım. Yüzümü yüzüne dayayıp ağladım. Yardımcılarım hiç ses çıkarmıyor, bana mâni olmuyorlardı. Bir ara dayanamadım. Vücûduna sarılarak ağlamak istedim. O anda Mevlânâ'nın eli bileğimi sıkıca tuttu. Korkumdan aklım başımdan gitti. Bayılmışım. Kulağıma uğultu hâlinde, sâhibini göremediğim sesler geliyordu; "Nûr, nûra karıştı. Âşık, Mâşuka kavuştu. Bunda endişe edecek bir şey yoktur. Çünkü, Allahü teâlânın velî kulları için, hiçbir korku yoktur ve onlar mahzûn da olmazlar. Müminler ölmezler, belki fânî âlemden, sonsuz âleme naklolunurlar." Bu sözler beni kendime getirdi." | |
| | | sitem
| Konu: Geri: Hz.Mevlana'nın Hayatından Dersler 14.09.10 22:06 | |
| Şerâfeddîn-i Kayserî anlatır: "Sadreddîn-i Konevî talebesi Mevlânâ'nın cenâze namazını kıldırmak için ilerlediği zaman, ona birden bire bir hıçkırık gelip kendinden geçti. Bir müddet sonra kendine gelip namazı kıldırdı. Mevlânâ'nın vefâtına çok üzülmüştü. Talebelerinin ileri gelenlerinden bâzıları; "Efendim! Namaz kıldıracağınız zaman, üzerinizde hiç görmediğimiz bir hâl vardı. Acabâ hikmeti nedir?" dediler. Bunun üzerine; "Namaz kıldırmak için ilerlediğim vakit, meydanda meleklerin saf saf dizilip, Peygamber efendimizin arkasında cenâze namazını kıldıklarını gördüm. Gökteki meleklerin hepsi mâvi elbiseler giyinmiş ağlıyorlardı." buyurdu. | |
| | | | Hz.Mevlana'nın Hayatından Dersler | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|