Sual: Bazıları, (Bizim hocamız son evliya zat idi, artık bundan sonra evliya da, mürşid-i kâmil de gelmez) diyorlar. Böyle söylemek, evliya zatların kökünü kurutmak anlamına gelmez mi?
CEVAP
Bütün dünyada başka hiç veli olmadığını söylemek yanlıştır. Kıyamet kopacağı zaman, evliya değil bir tane mümin bile kalmayacaktır. Günümüzde de evliya zatlar azaldı, görünemez oldular; ama hiç kalmadı denemez. Her asırda, üçler, yediler, kırklar gibi evliya zatlar bulunur. Ayrıca her asırda bir dini kuvvetlendiren, bid’atleri yok eden müceddid zatlar gelir. Bin senede bir gelen müceddidler de vardır. Bu konudaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyledir:
(Her yüz yılda bir müceddid gelir, dini kuvvetlendirir.) [Buhari, Müslim]
(Yeryüzünde her zaman [ebdal denilen evliya zatlardan] kırk kişi bulunur. Her biri İbrahim aleyhisselam gibi bereketlidir. Bunların bereketiyle yağmur yağar. Biri ölünce, Allahü teâlâ, onun yerine başkasını getirir.) [Taberani]
(Her asırda salihler bulunur. Bunlar beş yüz kişi olup, kırkı ebdaldir. Her ülkede bulunur.) [Ebu Nuaym]
(Dünya ebdaller sayesinde ayakta durur. Allahü teâlânın yardımı onların bereketiyle gelir.) [Taberani]
Bu hadis-i şerifleri inkâr etmek elbette tehlikelidir. Tevil etmeye kalkmak da yersiz olur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Kutb-ül-ebdal veya Kutb-i medar her zaman bulunur. Şimdi de vardır. Resulullah efendimiz zamanında da vardı. Bunlara, Kutb-ül-aktab da denir; fakat bunlar, insanların içine karışmaz, bunları kimse tanımaz. Hatta bazen, kendileri bile kendilerini bilmez. Kutb-i irşad ise, kayyum-i âlemdir. Herkese rüşd ve iman, bunun vasıtasıyla gelir. İslamiyet’i korur. Din-i İslam başıboş kalmaz. Din düşmanları pervasızca, dini yıkmaya, değiştirmeye saldıramaz. (3/3)
Kutb-i ebdal yani Kutb-i medar âlemde, dünyada her şeyin var olması ve varlıkta durabilmesi için feyz gelmesine vasıta olur. Kutb-i irşad ise, âlemin irşadı ve hidayeti için feyzlerin gelmesine vasıta olur. Her şeyin yaratılması, rızıkların gönderilmesi, dertlerin, belaların giderilmesi, hastaların iyi olması, bedenlerin afiyette olması, Kutb-i ebdalin feyzleriyle olur. İman sahibi olmak, hidayete kavuşmak, ibadet yapabilmek, günahlara tevbe etmek ise, Kutb-i irşadın feyzleriyle olur. Her zamanda, her asırda Kutb-i ebdalin bulunması lazımdır. Hiçbir zaman, bunsuz olamaz; çünkü âlem bununla nizam bulur. Bunlardan biri ölünce, bunun yerine başkası tayin edilir; fakat Kutb-i irşadın her zaman bulunması lazım değildir. Öyle zamanlar olur ki, âlem imandan ve hidayetten büsbütün mahrum kalır. (Mearif-i ledünniyye)