AŞKIN SEMAZENLERİ
Aşkın semazenleri, nar yakar bedenleri,
Elest bezminden beri, eksilmez sevenleri,
Granitten nefsini toprağa çevirirler.
Muhabbet deryasında dağları devirirler.
Sırça köşklerde değil gönüllerde yaşarlar.
Zamanlar eskitemez, mekânları aşarlar.
Bir ayağı dünyada âlemi dolaşırlar.
Buram buram sevdayla, kalplere ulaşırlar.
Aşkın semazenleri, gezerken Gülşenleri,
Karanlıklara karşı gönülden ruşenleri.
Aşkın semazenleri, bulut açar göklere,
Muhabbet âleminde aşk dokur yüreklere,
Harabat ehli sanma Hakk’ın sarhoşlarını,
Toz dumana çevirir, dağın yokuşlarını,
Hicranın kemendiyle, akıtır yaşlarını,
Visalin umuduna adarlar başlarını,
Çile dergâhlarından bakarken uzaklara,
Ümit ışığı yakar ot bitmez çoraklara,
Aşkın semazenleri, güç verir bileklere,
Huşuyla dönen eller, açılır dileklere,
Aşkın semazenleri, od yakar gözlerinde,
Dönerken dirilmek var nazenin yüzlerinde,
Hamuşan’da güfteler, kalpte sema coşkusu,
Ateşleri yakarken, duyulmaz can korkusu,
Tutuşur pervaneler, yayılır aşk kokusu,
Yükselir neyin sesi ruha cezbe tutkusu,
Gecenin izdüşümü, Şems’in yanık sesidir.
Tevhidin şaşmaz eli ruhların busesidir.
Aşkın semazenleri, gül açar közlerinde,
İhlâsın meşalesi, hep yanar özlerinde.
Aşkın semazenleri, tennure kanatlarla,
Tekbir üstüne tekbir, hu diyen feryatlarla,
Belh’in semalarından Konya ovalarına,
Kanat kanat konulur, gönül yuvalarına,
Deruni kudüm sesi, uzar günbatımına,
Raks eden semazenin kalbinin atımına,
“Gel” dersin, Celalettin âşıklar diyarına,
Gönüllerin sultanı taçsız şehriyarına,
Aşkın Semazenleri, meçhuldeki adlarla,
Sanatın sahibini, yâd eder sanatlarla.
Aşkın Semazenleri, ateş pervanelere,
Şeb-i Arus sarhoşu düğün divanelere,
Hilkatin hikmetiyle, dönerken zerrelere,
Dervişin iştiyakı zerreden kürelere,
Sim kumaş dokuyan ay, doğarken devranlara,
Tespih tanesi yıldız, çaredir hicranlara,
Âşıklık kolay değil, ya sabır ya sefere,
Çile dergâhlarında, döneceksin nefere,
Aşkın semazenleri, eşit dürdanelere,
Mesnevi pınarından, dolarken hanelere.
05.05.2009
AŞKOĞRAFYA/Tarık TORUN