Osmanli'nin son asrinda iyice çoraklasan tasavvufî hayata bir canlilik getiren; ayni zamanda hadisçi ve büyük âlimdir. Naksi tarikati büyülerinden Ahmed Ziyâüddin el-Gümüshanevi Halifelerinden Ömer Ziyâeddin Efendi ve Mustafa Feyzi Efendi'nin yaninda tasavvufa intisabini tamamladi. Ilk tahsilini daha önce tamamlamisti. 1. Cihan Harbinde askere alindi. çesitli cephelerde hizmet verdi, yaralandi.
Askerden sonra Istanbul camilerindeki derslere devam etti. Hifzini tamamladi. Degisik hocalardan icazet aldi. Tekkelerin kapatilmasindan sonra imamliga bas1adi. Hem imamlik, hem de ölü gönülleri uyarma vazifesine devam etti. çevresinde sevenler halkasi olustu. Dalgalar misali bütün yurt çapinda yayildi. Bütün Islâm âleminde tanindi. Bu arada Râmuzu'I-Ehâdis'den yaptigl hadis dersleri büyük ilgi gördü.
Daha sonra bu dersler kitaplasti; faydasi umumilesti. Yanina gelenler cazibesine kapilirdi. Üzerinde Islâmi bir heybeti vardi. Tane tane konusur, herkes rahatlikla her konustugunu anlayabilirdi. Sünneti bütünüyle yasamaya çalisirdi.
Hayatniin son demlerinde hastalandi. Hastaligi ayakta gezmesine mani idi. Ama, vazifesine yine devam etti. 1980 senesinde Hacc'a gitti, dönüsünde, daha da agirlsmisti. 13 Kasim 1980'de, özlediklerine kavustu. Allah rahmet eylesin.