Cünüb olan kimsenin ise;
Dinî kitaplardan herhangi birini elle tutması ve okuması; elini ve ağzını yıkamadan yiyip içmesi ve eliyle tutmadığı bir kağıda Kur'an ayetleri yazması mekruhtur.
Gusl, Allah'u Teâlâ'nın müslümanlar için emrettiği en önemli maddî-manevî temizlik biçimidir. Cenâb-ı Hak, "Eğer cünüb iseniz yıkanıp temizlenin" (el-Mâide, 5/6) buyurmaktadır. Bu yıkanmanın şeklini de Hz. Peygamber (s.a.s.) kendi tatbikatıyla bize öğretmiştir. Guslün daha çok manevî bir temizleme aracı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü vücudumuzun herhangi bir yerinde görünür bir pislik veya kir-pas olmasa bile cünüb olan kimsenin ibadetlerini yerine getirebilmesi için mutlaka gusletmesi gerekir. Ayrıca gerekli şartları yerine getirilmeyen yıkanma, ne kadar itinalı yapılırsa yapılsın guslün yerine geçmez ve bununla cünüblükten kurtulmak mümkün olmaz. Cünüb olan kimse ilk fırsatta gusletmeye çalışmalıdır. Bu durumda ancak, içinde bulunduğu namaz vaktinin çıkmasına kadar müsaade vardır; daha fazla geciktirnıesi günâh kazanmasına sebep olur.
Guslün vücud için faydalarına işaret eden doktorlar bu hususta şunları söylemektedir: İnsanın başına gusletmesi gerektiren bir hal gelince bütün damarlarda büyük bir sarsıntı olur. Vücutta bir yorgunluk ve gevşeklik meydana gelir. Bu yorgunluk ve sarsıntıyı gidermek için vücudun her tarafını yıkamak lâzımdır. Demek ki; guslü gerektiren hallerde sadece bazı organlar değil, vücudun tamamı yıkanma ihtiyacı hissetmektedir. Çünkü gerek cünüblükte, gerekse hayız ve nifâs hâlinde, başta kalp olmak üzere bütün organlar ve kan dolaşımı, yorgunluklarını, ancak güzel bir boy abdesti ile tertemiz bir zindeliğe terkedeceklerdir. Allah'ın her emrinde olduğu gibi gusül abdestinde de bizim bildiğimiz ve bilemediğimiz daha birçok hikmet ve faydalar bulunmaktadır.
GUSLÜN ADABI
Guslün adabı aynen abdest adabı gibidir.
Gusletmek isteyen kimse önce besmele çekerek gusle niyet eder. Ellerini bileklerine kadar yıkar ve üzerinde yapışıp kurumuş bir şey varsa onları temizler. Sonra herhangi bir pislik olmasa bile avret yerlerini ve uyluklarını yıkar. Sonra sağ avucu ile ağzına bolca su alarak iyice çalkalar; bunu üç defa tekrar eder; oruçlu değilse suyun boğazına ulaşmasını sağlar. Sonra yine sağ eli ile burnuna üç defa su çekerek iyice temizler. Bundan sonra namaz abdesti gibi bir abdest alır. Şayet yıkandığı yere su toplanıyorsa, ayaklan, abdest alırken değil gusülden çıkarken yıkar. Abdest aldıktan sonra, önce başına, sonra sırayla sağ ve sol omuzlarına üçer defa su döker. Her defasında vücudun her tarafını iyice oğuşturur. Hiçbir yerinin kuru kalmaması için dikkat eder. Bunun için saçlarının, sakallarının diplerine, göbeğinin içine suyun ulaşmasını sağlar. Eğer vücudunun bir yerinde, herhangi bir yaradan dolayı ilaç veya sargı varsa ve fazla su bunlara zarar verecekse, bunların üzerinden suyu hafifçe geçirmekle yetinir; bu da zarar verirse sadece eliyle üzerini mesheder.
Cünüb bir kimsenin veya hayız ve nifâs hâlindeki bir kadının bu durumdayken yapması haram olan hususlar, şunlardır:
Namaz kılmak; Kur'an niyetiyle Kur'an'dan bir parça okumak (ancak dua niyetiyle okumak caizdir. Ayrıca Kur'an ayetlerini çocuklara kelime kelime öğretmek, Kelime-i Şehâdet getirmek, tesbih ve tekbirde bulunmakta da sakınca yoktur); Kur'an-ı Kerîm'e ve onun en ufak bir parçasına dokunmak ya da tutmak (fakat bitişik olmayan bir kılıf veya kutu içerisinde ise tutmak caizdir); Kâbe-i Muazzamayı tavaf etmek ve zaruret olmadığı halde bir mescide girmek ve içinden geçmek; Üzerinde ayet yazılı olan bir levhayı veya buna benzer birşeyi tutmak.